26 Şubat 2012 Pazar

Listem :) Uyarayım Biraz Uzun :)

YAPMAK İSTEDİKLERİM :)
1-MANİKÜR
2-SPOR YAPMAK VE KİLO VEREREK YAZA HAZIR OLMAK
3-SAÇLARIMA BAKIM
ALMAK İSTEDİĞİM KİTAPLARIM
1-OTOMATİK PORTAKAL
2-BOŞ YATAK
3-BENİM İÇİN ÖL
4-ZAMAN GEZGİNLERİ KERİM İLE SİBEL
5-DUYGULARIN RENGİ
İZLEMEK İSTEDİKLERİM :)
1-THE ARTIST
2-THE HUNGER GAMES/AÇLIK OYUNLARI
3-THE WOMAN IN BLACK/SIYAHLI KADIN

BAKALIM ÖNCELİK HANGİSİNDE OLACAK? SİZİ HABERDAR EDECEĞİM
SEVGİLER :)
İYİ HAFTALAR ŞİMDİDEN...

23 Şubat 2012 Perşembe

Güle Güle Bıcırık'm :(

Hayatımdaki insanlar bilir çocukları ve hayvanları çok severim.Onların canı yansa bir şey olsa ben daha beter kötü oluyorum...Evimizde kuşumuz vardı Bıcırık isimli...Onu çok severek almıştım.1 yıl olmuştu...Geçen pazar hastalandı.Veterinere götürdük,ilaçları kullandık.Bıcırığımız iyileşiyor gibiydi.Ama 2 gündür ayakları üzerinde durmakta güçlük çekiyordu...Netice itibariyle bu sabah onu kaybettik...Ona o kadar çok alışmıştık ki...3 kelime konuşabiliyordu ama sevimli haller,yapığı şebeklikler bize yetiyordu...Bitanecik kuşum benim hoşçakal...Seni hiç unutmayacağız... :((

21 Şubat 2012 Salı

Uyuyana Kadar/ Before I Go To Sleep

Az önce bu kitabı bitirdim ama yazmak için yarını bekleyemedim ve koştur koştur geldim hemen anlatayım dedim.Kitabı ilk önce D&R'da görmüştüm.Ardından da gazetelerde bestseller olarak söylendi.Ama günümüzde her kitap ve her yazar bestseller(çok satan) olarak adlandırıldığı için açıkçası güvenemedim.Baktım birkaç okuyan var ve beğenilmiş dedim okuyayım ne kaybederim.Sonuçta kitaplar benim annemden sonra ikinci aşkım :) Hakikaten güzeldi.Bir film izliyormuş hissine kapıldım.Neyse ben sizleri arka kapak yazısı ile başbaşa bırakıyorum :)

"Anıların sana kim olduğunu söyler.

Ya her akşam uyuduğunda anıların kayboluyorsa?

Adını, kimliğini, geçmişini, hatta sevdiğin insanları, hepsini

bir gecede unutuyorsan,

Ve güvendiğin tek insan sana gerçeğin tamamını anlatmıyorsa...

Christine'in hayatına hoş geldin..."

18 Şubat 2012 Cumartesi

Fetih 1453

Yapım:2012 - Türkiye
Tür:Aksiyon, Dram, Savaş, Tarih,
Süre:165 dakika
Yönetmen:Faruk Aksoy,
Oyuncular:Ozan Çobanoğlu, İbrahim Çelikkol, Dilek Serbest, Şahika Koldemir, Recep Aktuğ, Sedat Mert, Volkan Keskin, Özkan Güngör, Cengiz Coşkun, Edip Tüfekçi, Devrim Evin, Naci Adıgüzel, Erdem Alkan, Ali Rıza Soydan,
Senaryo:İrfan Saruhan, Atilla Engin,
Yapımcı:Faruk Aksoy, Ayşe Germen
Evet film hakkında kısa bilgi verdikten sonra izlediğimi belirtmeden geçemeyeceğim.Görselliği ile olsun, oyuncularıyla olsun ortaya çok güzel bir film çıkmış bence.Bir İstanbul aşığı olarak bu filmin reklamlarını ilk duyduğum anda "gitmeliyim" demiştim.Ayrıca salonlar tıklım tıklımdı.Hatta liselerden hocalarıyla gelen öğrenciler bile vardı.Kaçırmayın derim :)

17 Şubat 2012 Cuma

Demir Lady/ Iron Lady

Ödül alan filmleri her zaman merak ederim ve izlemeye çalışırım.Demir Lady de bunlardan bir tanesi...Meryl Streep'e en iyi kadın oyuncu ödülünü getirdi ve kendisi de bunu sonuna kadar hakettiğini bize bir kez daha gösterdi...İngiltere eski başbakanı Margeret Thatcher'ın hayatını anlatıyor film.Kendisi her zaman güçlü bir devlet kadını olmuş ve bu uğurda çocuklarını bile ikinci plana atmış.Eşini de erken yaşta kansere kurban vermiş.Ama her zaman onu yanında hissediyor ve ordaymış gibi davranıyor...Oldukça etkileyici hatta hüzünlendiren bir havası var sonlara doğru..Tavsiye ederim.Özellikle de benim gibi Meryl Streep hayranıysanız :)

15 Şubat 2012 Çarşamba

PuCCa Günlük Büyük Aptalın Küçük Dünyası / PuCCa Günlük Ver Geri Kalan Her Şey


Eveeettt bu haftam PuCCa diye tanınan çılgın bir kızın günlüğünü okuyarak geçti ama okurken çok eğlendim.Ayrıca kendime ders olarak aldığım birçok yer oldu.Zaman zaman kendimi PuCCanın yerine koydum üzüldüm ama çoğunlukla çok eğlendim.Kitaptan alıntılar yapmayacağım ama şiddetle tavsiye edeceğim alın okuyun.İçinde kesinlikle kendinizden birşeyler bulacasınız :)

12 Şubat 2012 Pazar

Pazar Günü Kısır Keyfi :)


Pazar günü demek benim için abur cubur ve tıkınma günüdür :) Biz de annemle bugün kısır yapmaya karar verdik.Gittim eksikleri aldım bir güzel sonra da Ayşe Hanımcığım kısırımızı yapmak için kollarını sıvadı.Ardından ortaya böyle tadına doyulmaz bir tabak oluştu.Tabi bu kısırın sadece bir bölümü.Üstüne bir tabak daha yedim :D Tabi bu gece boyu devam eder sanırım.Eh ne de olsam haftaya kondisyon bisikleti alacağım o zamana kadar her şeye izin verdim kendime.Onu alınca tamam artık başlasın zayıflama harekatı :)

Sherlock Holmes-Akıl Oyunlarının Gölgesinde

Geçtiğimiz günlerde Sherlock Holmes-Gölgelerin Oyununu izlemiştim ve burada da bahsetmiştim.Şimdi de kitabını okudum ve bitirdim burada sizlerle paylaşıyorum.Hoş yorum filan da gelmiyor ya neyse...Benim gibi Sherlock Holmes hayranı iseniz polisiye seviyorsanız kaçırmayın ve okuyun derim :)

11 Şubat 2012 Cumartesi

Bugünün Filmi "Tiffany'de Kahvaltı"


Bugün haftasonu olduğu için evde oturup film keyfi yaptım kendime.İsmi Tiffany'de Kahvaltı..Başrolde Audrey Hepburn...Sıcacık bir filmdi çok beğendim.
Amerikalı yazar Capote’nin en meşhur kitabından Blake Edwards’ın sinemaya uyarladığı 'Tiffany’de Kahvaltı'da Audrey Hepburn’ü, zengin erkeklere para karşılığı eskortluk yapan Holly Golighty rolünde izliyoruz.
Özgür ruhlu bir tatlı kaçık olan genç kadın, 60’ların New York’unda şehrin en zengin erkeklerini kendine aşık eder ve hiç bitmeyecek bir partinin deyim yerindeyse tam ortasında dururken, arasıra su yüzüne çıkan hüznü üzerinde durmadan taşıyor.
Hüzünlü biten gecelerin sabahında şehrin gözalıcı mücevher dükkanı Tiffay vitrini önünde 'kahvaltı eden' Holly, yine böyle bir sabahın devamında yeni komşusu Paul Varjak (George Peppard) ile tanışıyor ve aralarında platonik bir aşk başlıyor.
Holly, her hafta ünlü bir mafya babasını bir hapishane olan Sing Sing’de ziyaret edip farkında olmadan şifreli mesajları taşıyorken Paul de zengin ve yaşlı bir kadının 'sponsorluğu'nda rahat bir yaşam sürüyor. İkilinin birbirleriyle yaptıkları 'pencere ziyaretleri', aynı binada yaşayan Çinli ile yaşanan bitmeyen 'gag'lar, filmin unutulmaz müzikleri ve Hepburn’ün tiril tiril eşsiz zerafeti filmin soslarından sadece bir kaçı.
Meraklılarına, filmden farklı olarak orijinal kitapta Paul’ün aynı zamanda eşcinsel olduğunu not olarak düşelim.

8 Şubat 2012 Çarşamba

Sherlock Holmes-Gölgelerin Oyunu (Film) Beşpeşe(Kitap)


Dün akşam izlemekte geç kaldığım hatta daha önce nasıl da izlemedim dediğim bir film izledim.Sherlock Holmes-Gölgelerin Oyunu :) Aslında bu serinin ikinci filmi.Şunu kesinlikle belirtebilirim ki ilk filmden çok daha güzel ve sürükleyiciydi.Bay Holmes arkadaşı Bay Watson ile güçlerini birleştiriyorlar ve Moriarty'nin oyunlarını gün yüzüne çıkarıyorlar.Benim gibi polisiye ve kurgu seviyorsanız kaçırmayın derim :)


Üç gündür elimde olan,yazmak için bitirmeyi bekleyemediğim,okumak için nasıl böyle geç kaldım dediğim bir kitabı anlatmak istedim."Beşpeşe" adından da anlayacağınız gibi beş tane yazarımız bir araya gelmiş ve verilen öyküyü hiç düzeltilme yapılmadan yazmışlar ve ortaya bu güzel kitap çıkmış.Ve bence harika olmuş...Murathan Mungan-Faruk Ulay-Elif Şafak-CelilOker-Pınar Kür verilen hikayeyi kendilerince yorumlamış.Ben oldukça etkilendim.Siz de bir tane alın ve okuyun derim :)

5 Şubat 2012 Pazar

Bu Güzellikler Okumam İçin Beni Bekler :)




Bugün D&R'da yine kendimi tutamadım :)) Hoş hepsini bugün almadım ama sonuçta hepsi okumam için beni bekler :)
Elias Canetti "bir insanın ne kadar yalnız olduğunu kitabının sayısından anlayabilirsiniz" demiş.Ben yalnızım ama bu yalnızlıktan memnunum.Yeterki ailem ve kitaplarım benimle olsun :)

İnsanlığımdan Utandım...



Bu sabah güne keyifle başlamıştım ama Tv8 ekranında izlediğim bir programda duyduğum haber resmen tüylerimi ürpertti ve bütün gün etkisinden çıkamadım...Öyle iğrenç bir olay yaşanmış ki hem de medeniyetler şehri denilen İzmir/Torbalıda...Cani bir mahluk yada artık mahluklar mı demeliyim orası meçhul zavallı bir köpeğe tecavüz etmiş,asitle iki bacağını eritmiş,gözlerini kör etmiş ve kulaklarını kesmiş...Bunu insanım ben diyen kim yada kimler yapabilir ya???? Nasıl vicdanın(nız) el verdi? Nasıl kıydın o ağzzı dili olmayan sesi çıkmayan canlıya?Yazık değil mi?Hiç mi için(niz) sızlamadı?O zavallı canlının hali nasıl gözlerinin(nizin) önünden silindi? Bir de İzmir medeniyetler şehri diye bilinir.Tüküreyim sizin medeniyetinize!!!! Allah seni/sizi kahretsin.Binbir belanı(nızı) versin.O zavallı canlıdan daha da beter hale düş(ün) inşallah...Daha da fazla acı çek(in) ve daha da beter bir şekilde geber(in) inşallah başka hiçbir şey dilemiyorum Allahtan...O zavallı yavru şimdi melek olmuştur.Ve umarım senden/sizden intikamını alır.VİCDANSIZ(LAR)
Bu arada bu vahşete tanık olanlara hayvanseverler 5000tl ödül verecekmiş...Umarım birileri sebep olur da bu vahşeti yapan yada yapanlar en feci şekilde cezasını çeker.
Hayvanları sevmeyen insanları da sevmez...Doğal olarak böyle vahşetlere yol açar(lar).Dilerim insanlara,kadınlara,çocuklara ve hayvanlara yapılan zulümler artık biter.Hoş bitmesi çok zor da...Umarım yasal yollarla kesin çözümlere gidilir...Daha fazla sessiz kalınmaz...Daha fazla kaybımız olmaz...

4 Şubat 2012 Cumartesi

Kadın Kokusu/Scent Of A Woman


Dün itibariyle elimdeki kitabı bitirdim ve bugün filmi ile aynı ismi taşıyan "Kadın Kokusu" adlı kitaba başladım.Filmini daha önce izlediğimde çok beğenmiştim.Özellikle Al Pacino'nun kadınla yaptığı tango sahnesi beni benden alır...Sözü fazla uzatmayacağım.Kitabın arka kapağı ile yazımı burada noktalıyorum.

"Elindeki bombanın patlaması sonucu kör olan ve ordudan emekliye ayrılan Fausto,dik duruşu,zekası ve sivri dili ile etrafındaki herkesi hem kendine hayran bırakıyor hem de onların arkalarına bile bakmadan kaçmalarına sebep oluyordu.Ta ki...Ona rastlayana kadar.Mantığın vücuda gelmiş hali olan genç ile duyguların bekçisi Fausto uzun soluklu yolculuklar boyunca ,ikisinden biri pes edinceye kadar,savaşın ve dostluğun en saf halini yaşayacaklar.

Ayrıca burada Fausto'nun yani Al Pacino'nun söylediği bir söz var ki çok hoşuma gitti onu da yazmadan geçemeyeceğim."Işık iğrenç bir sessizliktir.Oysa yağmur ses yaratır.Yağmur varken nerede olduğunu iyi bilirsin."

3 Şubat 2012 Cuma

Nihayet


Saç dökülmesi olayı sanırım her insanın problemi...Ben de sebamed şampuandan sonra yakın arkadaşım Nazın tavsiyesi üzerine bu Loreal Paris Arginine aldım.Bakalım denemekte fayda var...Sonuçları yine paylaşacağım...sevgileerrr :))

1 Şubat 2012 Çarşamba

Unutamadım...unutamadım



Bugün benim için çok önemli bir gün...Çünkü bugün "BARIŞ MANÇO" günü...13 yıl önce onu bir başka aleme uğurladık...Hiç ama hiç unutmuyorum o günü...7.sınıftaydım ve okula gitmek için hazırlanacaktım.Televizyonu açayım dedim.Açmaz olaydım...Fonda Barış Abimin Dağlar Dağlar adlı şarkısı çalıyordu.Ben öldüğünü değil o programda konuk olduğunu düşünmüştüm.Ama yanıldığımı acı bir şekilde anladım...Barış Abiyi kaybetmiştik...Hayatımda ona ağladığım kadar sadece dedeciğim için 3 yıl önce ağlamıştım o kadar...Çocukluğumda ben Barış Abi ile büyüdüm ve kendimle bu yönden gurur duyuyorum,çok şanslı olduğumu düşünüyorum...Onun şarkılarını dinledim,onun öğütlerini kulağıma küpe yaptım...O söylediği için ıspanak yiyorum,dişlerimi fırçalıyorum,11 yaşıma kadar arka koltukta oturdum arabada...Ve o adresi hiçbir zaman aklımdan çıkarmadım "Barış Manço 81300 Moda İstanbul..." Kadıköye yolunuz düştüğünde mutlaka müze haline getirilmiş Barış Manço Evini çocuklarınıza gezdirin..Onu canlı olarak videolarından izletin o atmosferi yaşatın... Arkadaşım Eşeke,Oku bakayım AYII,Süper babaanne ezgilerini duysunlar...

Unutmadık seni Barış Abim...Hiçbir zaman da unutmayacağız...

Aklımın İplerini Saldım...

Cumartesi günü Samsuna arkadaşımla gittiğimizde kendimizi D&R'a attık hemen.Orada elimde bir kitap geçti.Ne yalan söyleyeyim öncelikle adı ilgimi çekti.Çünkü eskiden çok sevdiğim ama şimdilerde soğudum grup olan Yüksek Sadakat grubunun "Aklımın İplerini Saldım" adlı şarkısı ile aynıydı...Konusu da çok hoşuma gitti.Şizofreni  hastaları arasında yapılan öykü yarışması sonucunda toplanan öykülerin bir araya gelmesiyle bu kitap oluşmuş.Henüz yeni başladım ama şimdiden sardı...Kitabın arka kapağından birkaç cümle ile yazıma son veriyorum :)
"Ateşin düştüğü yer'den gelen seslerle derinleşek o sözlerin ve satırların yola çıktığım günlerde,heyecanın yanı sıra,birçok endişeyi de barındırıyordum içimde.Sahici hikayelerin sahici acılardan geldiğini biliyordum çünkü...Hikayelerden gelen çığlıklar,hissetmeyi bilenlere bir çeşit insanlık dersi veriyordu.İlk endişemin dağılması yeterliydi gördüklerim.Bu duygum hiç değişmedi."