31 Mayıs 2012 Perşembe

Pamuk Prenses Ve Avcı-Lily Blake

Herkese günaydın :)
Geçen hafta cumartesi günü siparişini verdiğim ve uzun süredir çıkmasını beklediğim kitap olan Pamuk Prenses Ve Avcı'yı dün sabah elime ulaştırdılar.Ve inanır mısınız sabahın 08:30'unda bu kitabı okumaya başladım.Okula gidene kadar elimden bırakamadım.Ayrıca okulda da çocuklar gelene kadar okudum.Dili inanılmaz akıcıydı.Tıpkı bizim bildiğimiz Pamuk Prenses gibi başlıyor ama kurgu ve olaylar farklı gelişiyor.Hatta masalda çok iyi diye bildiğimiz 7 cüceler burada biraz çıkarcı ve kötüler.
Neyse ben çok fazla detaya girmiyim.Filmi de bugün gösterime girdi ve Samsun'a da geldi.Eh bendeniz kaçırmaz ve yarın gider inşallah :)
Herkese keyifli ve bol kitaplı filmli günleeerr :)

KİTABIN İÇİNDE AYRACI BULUNMAKTA

BAŞLANGIÇ BÖLÜMÜNÜN GİZEMLİ GÖRÜNÜŞÜ

BU SÖZ BENİ ETKİLEDİ

ARKA KAPAK
Kötü kraliçe doğaya meydan okur ve onun güzelliğini çalar.

Ama ondan daha güzel biri vardır, cesur yüreğiyle kraliçenin acımasız gücüne son verebilecek biri; Pamuk Prenses

O, yaşamın ta kendisidir ve kader tarafından karanlık krallığı aydınlatması için seçilmiştir.

Göz kamaştırıcı güzelliğinin yanı sıra, acımasızlığıyla tanınan Kraliçe Ravenna ölümsüzlüğün peşindedir.

Fakat amacına ulaşması için, kraliçenin kaderini değiştirecek güçteki "o" kalbi ele geçirmesi gerekmektedir; gözünü kırpmadan öldürdüğü kralın, genç ve güzel kızı Pamuk Prenses'in kalbini...

Kraliçe bu görevi gerçekleştirmesi için korkusuz Avcı Eric'i görevlendirir.

Pamuk Prenses'i bulan Avcı, onun büyüleyici güzelliği karşısında ne yapacağını bilemez ve görevini yerine getirip getirmemekte kararsız kalır.

Acaba Eric kraliçenin isteğini gerçekleştirecek midir? Yoksa Pamuk Prenses'i öldürmek yerine, onu krallığın bugüne kadar eşine rastlamadığı bir savaşçı haline mi dönüştürecektir?

30 Mayıs 2012 Çarşamba

Gül Ve Porsukağacı-Agatha Christie

Herkese merhaba :)
Dün gece Agatha Christie'nin Gül Ve Porsukağcı adlı kitabını bitirdim.3 gündür elimdeydi kendisi.Uzun zaman önce almıştım.Agatha Christie genelde polisiye romanlarıyla ünlüdür.Ama kendisi Mary Westmacott adını kullanarak 6 tane de aşk romanı yazmış.Daha önce de Sensiz İlkbahar adlı eserini okumuştum ve o beni gerçekten etkilemişti.Ama bu kitapta aynı tadı aynı etkiyi bulamadım.Açıkçası çabuk bitsin diye sayfaları çabuk çevirdim.Belki de bu kitabı okuma havasında pek değildim ondan dolayı sevemedim.Ama yine de bu kitaptan hoşlananlar onu sevenleriniz olabilir.O bakımdan bir göz atın derim :)
Sevgiler...


ARKA KAPAK
“Sınıf farklılıklarının zekice kaleme alındığı unutulmaz bir eser.”

Books

Herkes, güzel ve aristokrat bir kız olan Isabella Charteris’in, savaştan geri döndüğünde kuzeni Rupert ile evleneceğini düşünüyordu. Bundan daha uygun bir evlilik olamazdı. Ne yazık ki Isabella’nın hayatı kasabaya gelen hırslı ve acımasız savaş kahramanı John Gabriel’e âşık olmasıyla bir anda değişiverir. Isabella, bu aşkın bedelini hayallerini , mutluluk düşlerini ve evini terk ederek ödeyecektir.

Gabriel ise politik kariyerine ve tutkularına veda edecektir...

“Bayan Westmacott, eserlerini kolayca anlaşılabilir ve canlı bir dille kaleme alıyor… Elindeki malzemeleri ustaca kullanıyor.”

Times Literary Supplement

28 Mayıs 2012 Pazartesi

BENİ UNUTMA

Biz öğretmenlerin o kadar çok angarya işleri var ki..Yok o form yok bu form..Eğitimden çok evrak işleriyle uğraşıyoruz.Dün tüm günümü bunlara ayırdıktan sonra cipsimi kolamı hazırladım ve oturdum "Beni Unutma" adlı filmi izledim.Filmi çok beğendim.İlk başlarda her şey güllük gülistanlık giderken eğlenirken birden olaylar kötüye gitmeye,filmde gözyaşı bollaşmaya başladı.Haliyle ben de kendimi tutamadım ve bir fiil ağladım.Çünkü izlemeden önce konusunu okumamıştım.Sürpriz olsun diye düşündüm.
Oyuncular ve oyunculuklar çok hoştu.Herkes rolüne cuk oturmuştu.Benden tavsiye izleyin ama yanınıza bol miktarda peçete de alın.
İyi akşamlar :)






Yapım:2011 - Türkiye,
Tür:Romantik
Süre:100 dakika
Yönetmen:Özer Kızıltan,
Oyuncular:Tuba Ünsal, Mert Fırat, Kenan Ece, Melis Babadağ, Ünal Silver, Aliye Uzunatağan, Açelya Yılhan, Barış Hayta,
Görüntü Y.-Senaryo:Burak Göral,
Yapımcı:Afs Film

Özet & Detaylar

Olcay ve Sinan... İkisi de genç, ikisi de henüz bekar ama ikisi de aşka ve gerçek sevgiye olan inançlarını kaybetmiş insanlardır. Olcay (Açelya Devrim Yılhan) sevgilisi Hakan'ın (Kenan Ece) kendisini aldattığını öğrenir; Sinan (Mert Fırat) ise ani bir kararla nişanlısı Ebru'dan (Tuba Ünsal) ayrılır. İki yaralı kalp tanıştıktan sonra hiç planlamadıkları biçimde birbirlerinden etkilenir ve duygusal bir ilişkiye girerler.
Fakat Sinan’ın eski nişanlısı Ebru'nun, genç adamdan vazgeçmeye niyeti yoktur. Olcay ve Sinan'ın arasındaki taze ilişkiye bir süre sonra eski beraberliklerinin gölgesi düşecektir. Olcay’ın bazı tuhaf davranışları da aralarındaki duyguların sorgulanmasına neden olacaktır...

Takva'nın ödüllü yönetmeni Özer Kızıltan'ın yönetmenliğini yaptığı filmin baş rollerini Başka Dilde Aşk ve Atlıkarınca filmlerindeki rolleriyle sivrilen Mert Fırat ve ilk oyunculuk deneyimiyle göz dolduran Açelya Devrim Yılhan paylaşıyor....

27 Mayıs 2012 Pazar

Nihayet Papatyalarımla Yıl Sonu Gösterimizi yaptık! :)

Herkese merhabaaaaaa :))
Dün ve bugünüm o kadar yoğun geçti ki..Geçen haftaki gibi bu haftasonu tatilimden hiçbir şey anlamadım.Ama güzel geçti bunu demeden geçemeyeceğim :)
Biz öğretmenlerin o kadar çok angarya işleri var ki..Mesela gelişim raporları,çeşitli formlar falan...Ayyy resmen bugün baygınlık geçirdim ama şükür ki bitti :) Stajer kızlarım da sağolsun çok yardım ettiler.El birliği ile üstesinden geldik :)
Gelelim en önemli günümüze :) Minik Papatyalarımla Alaçam Anaokulu Yıl Sonu Gösterimizi yaptık.Çok şükür kazasız belasız çok güzel bir şekilde atlattık :) Miniklerim geçen yıldan alışık olduğu için hiçbir zorluk yaşamadılar.Bazı miniklerim diğer sınıfların gösterilerinde de yer aldılar.Yoruldular ama eğlendiler :)Bu yıl miniklerim mezun oluyorlar ve ilkokula başlayacaklar..Hala inanamıyorum..2 yıl nasıl da geçti onlarla su gibi...Nasıl ayrılacağız diye dün akşam oturdum 1 saat ağladım o derece :( Neyse..Daha 2 haftamız var..Bunun tadını çıkarmak lazım...
Ben sizleri güzel gösterilerimizden kalanlarla başbaşa bırakıyorum.Keyifli haftalar herkese :)

İLK OYUNUMUZ ANADOLU ATEŞİ

İKİNCİ DANSIMIZ SİBEL CAN'IN ŞARKISI ÇAKMAK ÇAKMAK İLE OLDU

BUNLAR DA BEN,PRENSESLERİM VE PRENSLERİMLE :)



BU DA BENİM ZARİF VELİM ÖZLEM HANIMDAN GELEN ÇİÇEĞİM

BİTANECİK TOPRAK'MDAN GELEN NOTUM(ÇİÇEKLE BERABER GELDİ)

Bu notu ve çiçeği alınca nasıl duygulandım nasıl ağladım anlatamam :( Hiçbir zaman unutmayacağım miniklerimiz..Sizi çok seviyorum papatyalarım...

26 Mayıs 2012 Cumartesi

Aşk Tanrıçasının Yemek Okulu-Melissa Senate

Az önce bu değişik mis gibi yemek kokan kitabı bitirdim :) İtiraf etmeliyim ki okurken sık sık karnım acıktı :D
Ben tarzını biraz Küçük Mucizeler Dükkanına benzettim.Orada örgü vardı burada yemek :)
Çok fazla detay vermek istemiyorum.Ama kitabı alırsanız sonundaki yemek tariflerine bir göz atın derim.Hepsi çok hoş göründü bir anda :)
Bu arada bugün anaokulumuzun yıl sonu gösterisini yaptık.Her şey sorunsuz ve çok güzel geçti :) Fotoğrafları toplayınca ayrı bir blog yazımda anlatacağım :)
Herkese şimdiden keyifli pazarlar :)


ARKA KAPAK
Holly, aşk ve iş hayatında yaşadığı sorunlardan kaçmak için bir sığınak gibi gördüğü Mavi Yengeç Adası’ndaki Aşk Tanrıçası’nın Yemek Okulu’nu işleten büyükannesinin yanına döner. Kısa süre sonra çok sevdiği büyükannesinin ölümüyle ona sunulan yeni hayata sımsıkı sarılır. Fal bakma yeteneği ve muhteşem yemekleriyle adada oldukça ün yapmış büyükannesinin bu mirası, Holly’nin tutunacağı güçlü bir dal gibidir. Bu görev aynı zamanda büyük bir sorumluluğu da beraberinde getirir; ada halkına umut dağıtıp yaşam gücü veren Aşk Tanrıçası’nın Yemek Okulu’nu ayakta tutmak zorundadır. Bu konuda yeteri kadar tecrübesi olmayan Holly’nin elinde ona yol gösterecek iki şey vardır; büyükannesinin dilek ve hatıralarla yarattığı, muhteşem yemeklerle dolu tarif defteri ile masalsı bir geçmişe ışık tutan günlüğü…



Aşk mutfağında hazırlanan,

tarifinde hüzünlü bir hatıra ile tutkulu bir dileğin olduğu

leziz bir yemeğe davetlisiniz…





“Melissa Senate, leziz tatlar ve hatıralarla bezeli romanını samimi bir üslupla kaleme almış.

Aşk Tanrıçası’nın Yemek Okulu son günlerde okuyabileceğiniz en iyi romanlardan biri.”

Library Journal



“Kitabın konusu muhteşem bir İtalyan sosunu andırıyor: romanda kullanılan malzemeler bol ve

lezzetli, karakterler oldukça derin ve etkileyici; ilk defa tadacağınız bir İtalyan yemeği gibi.

Yanınıza bir kadeh şarap ve bir kâse dolusu spagetti almadan bu kitaba başlamamanızı öneriyoruz.”

Barnes Noble



“Melissa Senate, hüzünlü ve mutlu hatıraları o kadar güzel harmanlamış ki, okumaya doyamıyorsunuz adeta.”

Publishers Weekly

21 Mayıs 2012 Pazartesi

Röportaj Mimi


Mimleri çok sevdiğimi bilen blogger arkadaşım "Deeptone" beni mimlemiş.Çok teşekkür ederek röportajıma başlıyorum :)


1-Blog deyince aklına ne geliyor?
Blog deyince aklıma...İçimi dökmek,yaşadıklarımı,okuduklarımı,izlediklerimi,gördüklerimi yazmak geliyor.Blogu seviyorum.Blogger arkadaşlarımı da seviyorum.Onların yazdıklarını okumaya ve yorumlamaya çalışıyorum.


2-Sence bloglarda en çok neler paylaşılıyor?
Bloglarını kullanım yönü kişiye göre değişiyor bence.Mesela ben kitapları,filmleri,gördüklerimi,yaşadıklarımı yazıyorum.Ama moda,dekorasyon,felsefe,astroloji gibi alanlarda da başarılı bloglar var...


3-Paylaşımda bir sınır olmalı mı?
Bence insan içinden o an ne geçiyorsa paylaşabilir.


4- Sence neyi paylaşırsa bir insan aşırıya kaçmış olur?
Argo,küfür ve cinsellikle ilgili şeyleri blog için pek uygun bulmam.Bu konular olursa bence aşırıya kaçılmış olunur.


5-Blog yazsaydın ismi ne olurdu ve hangi konularda yazardın?
Burada yazdığıma göre başka bir bloga ihtiyacım yok.Eğer ilgi alanım olsaydı moda üzerinde bir blog yazabilirdim belki...



6-Benim blog yazarlığım hakkında ne düşünüyorsun?
Takip ettiğim ve sevdiğim bir blog yazarısın.Paylaşımların çok hoşuma gidiyor.Daha önce nasıl görmemişim bu blogu diyorum.Ayrıca blogunla düzenli olarak ilgilenmen de çok güzel :)


7-Blogumu takip ediyor musun, itiraf et :)
Tabiki takip ediyorum.Zaten her gün listemin en üst kısımlarında yer alıyorsun :)


8-Bloguma 10 üzerinden kaç puan verirsin ve gelecek için bana tavsiyelerin nelerdir?
10 Üzerinde 10 puan veriyorum.Blogunu seviyorum :) Güzel yazan bir insansın.Bence hiçbir öğüde ihtiyacın yok :) Sevgilerimi gönderiyorum buradan :)


Mimlediklerim:Gülşah,Maya,Gonca,Darla,Beyaz Kitaplık,Aslı,Damla ve mim seven herkese gelsin :)

Stefan Zweig-Satranç

Uzun zamandır alıp okumak istediğim kitaplardan bir tanesi Satranç idi.
Nihayet cumartesi günü Samsun'a alışverişe gittiğimde almayı başardım :) Alır almaz da ilk mola yerimde okumaya başladım.Beni çok tatmin etti diyemeyeceğim ama yine de etkilendim.Bu kısacık öyküyü bence sizler de okuyun derim :)

Bu arada cumartesi günü 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı için Samsun'da Türk Yıldızları gösteri yaptılar.İnanılmaz güzeldi.Yalnız çok hızlı oldukları için çekim yapamadım :( Kendime bu cumartesi yıl sonu gösterimizde giymek için beyaz üzerine siyah puantiyeleri olan şifon bir elbise aldım :) Uçuş uçuş çok hoş :) Altına da patlasın diye kırmızı rugan ayakkabı aldım :) Saçımı da dağınık topuz yaptırayım diyorum.Bakalım nasıl olacağım :P Eh çocukları giydirdim biraz da ben giyineyim süsleneyim değil mi ama :D.Onların resimlerini cumartesi giydiğim zaman paylaşacağım sizlerle şimdilik sürpriz olsun :P
Alışverişin ardından Yeşilyurt Avm'ye geçtik.İçeri girince güzel bir klarnet melodisi geliyordu.Ben de merak ettim.Aslında çok tanıdık geliyordu ezgisi.En üst kata çıkınca bir de ne göreyim bu ezgiler SERKAN ÇAĞRI'NIN klarnetinden geliyormuş :D O kadar mutlu oldum ki anlatamam..Hemen katıldım onu dinleyen kalabalığa :))
Çok çok güzeldi.

Bence klarneti hep Serkan Çağrı çalmalı..Gerisi yalan :))Ayrıca yanımızdan geçerken bana gülümsemesini hiç unutmayacağım :)
Herkese keyifli bir akşam diliyorum :) Bendeniz yürüyüşe gideerrr :))

Kim Gruenenfelder-Küçük Düşler Büyük Umutlar

Eveeetttttt yaklaşık 5 günlük rotardan sonra tekrar blogumdayım.Ayyy ne çok özlemişim anlatamam.İnternetimden kaynaklanan ufak bir sorundan dolayı aksaklık oldu.Kendimi o kadar eksik hissettim ki anlatamam.Biz yalın internet kullanıyoruz.Yani telefon olmadan.Her yıl da sözleşme yenilememiz gerekiyormuş.Yeniledik ama bağlantıda sorun olmuş o bakımdan aksaklık oldu.Neyse bitti gitti :)
Ben de bu arada boş durmadım tabi birçok şey oldu.Eh bunlardan biri blogun başlığından da anlaşılacağı gibi bitirdiğim kitap.
Kitabı çok beğendim.Tipik Amerikan tarzı romantik komedi gibi.Ben de bu tür filmler de kitapları da çok severim :) İçimi ısıttı bu kitap.Karakterlerden Seema'yı da kendime çok yakın buldum.Bu kadar olur yani dedim o derece :) Özetle bu kitap tavsiye edilir.

ARKA KAPAK

Evlilik partisindeki pasta piyangosu sayesinde pastanın içine yerleştirilmiş her tılsım, onu çeken kişiye kaderini değiştirmesi için ihtiyacı olan yardımı bahşedecektir. Nic kendisinin ve iki arkadaşının hangi tılsımı çekeceğini kontrol etmek için elinden geleni yapar. Ancak tılsımlar gizemli bir şekilde Nic'in ayarladığı konumdan kayar ve üç genç kadının tüm planları suya düşer.

Bu kitap hayatınızı renklendirecek ve yüzünüzde kocaman bir gülümseme yaratacak. Son sayfaya gelmeyi hiç istemeyeceksiniz…

Küçük düşleri, büyük umutları ve dostlukları yeşertmeye çalışan hayatın içinden üç kadın ve onların inanılmaz hikâyeleri...


"Şahane diyaloglar ve lafı gediğine koymalarla gülmekten öldüren bir kitap."
RT Book Reviews

"Kadın erkek ilişkilerine dair tatlı bir hikâye."
Chicago Sun Times

"Alışıldık ucuz romanların çok üstünde…
İyi çizilmiş karakterler ve hınzır bir espri anlayışı…"
Library Journal


Bu arada geçtiğimiz hafta şok markette (evet Alaçam'da şok market var :P ) bu güzel fincanlar gelmişti.Ben de böyle otantik şeyleri çok severim.Hemen kaptım bir kutu :) Artık annemle kahvelerimizi bunlardan yudumluyoruz :)

Bir sonraki blog yazımda görüşmek üzere :)) Sevgilerr..

15 Mayıs 2012 Salı

Sultanı Öldürmek-Ahmet Ümit ve İç Dökme Yazısı-2

11 gündür elimde olan bu kitap nihayet dün akşam bitti.Yaşadığım uzun günün ardından ancak blogda yazma imkanı bulabildim.Kitabı anlatmadan önce bugün yaşadıklarımdan kısa bir şekilde bahsetmek istiyorum.Malum yazmadan rahatlayamıyorum artık alışkanlık oldu.
Okula perşembe gününden bu yana gelmeyen bir öğrencim vardı.Bir nedenden dolayı babası 1 yıldır içerdeydi.Çocuğun durumu hiç iyi değildi bu nedenden dolayı :( Okula gelmek istemiyordu,ağlıyordu.Neyse babası 1 ay önce evine geri döndü ve çocuğumuz o kadar fark etti ki..Hemn gözleri gülmeye başladı.Her şey iyi giderken perşembe günü bazı olaylar patlak vermiş aile içinde.Perşembe günü aniden annesi geldi ve rahatsızım diyerek çocuğu okuldan aldı.Tabi ben de kadın hastadır diye çok üstüne düşmedim.Sonradan yardımcımdan öğrendim ki ailevi bir olay olmuş ve kadıncağız sinir krizi geçirmiş.Sonrasında çocuğu da almış.Çocuk odur budur bugün okula geldi.Zaten o günden sonra babası çocuğu annesinden almış ve annesine de göstermemiş.Bunu duyunca resmen mahvoldum.Bugün babası okula getirdi çocuğu ve bir süre bahçede beklemiş annesi gelir alır diye.Sonrasında gitmiş.Annesi beni aradı ve gelip oğlunu görmek istediğini söyledi.Ben ilk başta çekindim bir olay olur diye.Kabul edemedim.Kadın telefonu kapatırken ağlamaya başladı.Ben de dayanamadım kadını geri aradım.İdare de kabul edince hemen çağırdım.Anne oğul hasret giderdiler.Onları öyle görünce içim parçalandı.Bir süre de kadınla sohbet ettik ve gönderdik.Oğluna da tembihledi annenin görmedin tamam mı oğlum diye..Yoksa engel olurlar karşı taraf malum..Bu durumda evliliğe erkeklere lanet ettim.Hoş herkes ve her evlilik aynı olacak diye de bir kayıt yok ama ne bilim bunları gördükçe..
Gelelim 2. olaya.Malum bizim yıl sonu gösterimiz yaklaşıyor.Çocuklarımıza giysileri alındı.Yavaş yavaş ücretlerini alıyoruz.Ödeyenlere de hemen giysilerini teslim ediyoruz.Bir velime de akşam teslim ettim.Kendisi hemen okula kızıyla çıkagelmiş.Üstünde gösteri kıyafetimiz.Vay efendim kısaymış,seneye giydiremezmiş.Yaızk olmuş verdiği 50tl'ye..Ayyyy sinirden kriz geçirecektim resmen.Bir de benim laflarımı dinlemeden gitti.Giderken herkese gösteriyor.Ay resmen şeytan dedi git şu kadının saçlarını yol ellerine ver! O derece! Velilerden hiç sorun çıkaran olmadı,herkes beğendi.Hanımefendi muhalefet oldu.O kıyafetleri seçmek almak için Alaçam'dan Bafra'ya tam 4 kez gittim geldim.Ayaklarıma kara sular indi.Zamanım gitti.Paramı hiç söylemiyorum.Ben bunları hiç umursamam ve yüze vurmam hiç huyum değildir.Ama bugün resmen canıma tak etti.Yazık oldu emeklerime.Ama yağma yok.Ya kabul eder paşa paşa yada parasını geri veririm,elbiseyi de başkasına verir giydiririm.Kızı da gösteride olmaz.Ağlar durur.Bu da kızımızın resmi lütfen siz de fikrinizi belirtin.Güzel değil mi Allah aşkına?Yoksa benim algımda mı gariplik var



Ben de insanım.Benim emeklerimi kimse hiçe sayamaz! İçimi döktüm rahatladım.Bir de o kadınla yarın konuşursam tam olacak.Neyse..Size de böyle uzun iç dökme yazısı okuttum özür dilerim.Ama napayım içimde tutamadım.Gelelim kitabımıza..



Ben tarihle ilgili kitapları severim.Ahmet Ümit'i de severim.Kitapları genelde güzel olur.Bu kitap da tarih ve polisiye karıştırılarak anlatılmış.Çok fazla detay vermek istemiyorum.Hele ki kitabı alırsanız arka kapağı okumayın.Kitabı bitirince okuyun.Çünkü olduğu gibi kitabın özetini vermiş.O zaman da br anlamı kalmıyor.Ben böyle bir hataya az kalsın düşecektim ki bir arkadaşım beni uyardı sağolsun.Sizi de ben uyarmış olayım :)
Herkese iyi akşamlar.Beni okuduğunuz için ve anladığınız için çok teşekkür ederim.Sizleri seviyorum :))

14 Mayıs 2012 Pazartesi

Silmeden Mim'i


Sevgili blog arkadaşım deeptone beni mimlemiş.Mim yapmayı çok seviyorum :) Bu mimde hiç soru yok.İçinizden geldiği gibi yazıyorsunuz.Ama eliniz delete tuşuna hiç gitmeyecek olduğu gibi yazacaksınız.İçinizden ne geçiyorsa :)
Eh başlayayım o zaman :) Bakalım neler dökülecek bendenizden :P

Blogumdan başlarsam...Birçok şeyi tasarlayarak yazıyorum.Ama yazdığım şey bana ne hissettirdiyse aynen o şekilde döküyorum klavyeme..Blogumu seviyorum,aynı zamanda blogger arkadaşlarımı da.Genelde kitaplarımı,filmlerimi ve miniklerimi yazıyorum.Ya da o gün benim için özelse on belirtiyorum.Blogumla oynamayı seviyorum.Sık sık üzerinde oynamalar yaparım.Takip edenler bilir.

Bu yazdığım biraz özel olacak ama nedense içimden geldi..Çok sevdiğim birisi var..İsmini vermeyeyim şimdi ama kendisini neredeyse 10 yıldır tanıyorum..Kuzenimin en yakın arkadaşı bu beyfendi..Kendisine mail aracıyla açıldım ama tabi kendisi henüz bir yanıtta bulunmadı.Bu çoook uzun zamandır kafamı kurcalıyor..Ağustosta ülkemize geri dönecekmiş.Şuan Viyana Üniversitesinde araştırma görevlisi..Bakalım..
Artık hayırlısı..Şuan çook rahatladım..Dostlarıma da anlatmıştım ama yazınca bir başka oldu bee :))


Kendim dair yine söylemek istediklerim var..Genelde neşeliyimdir.Biraz takıntılarım var..Eğer kafama taktığım şey olursa onu halletmeden asla rahat edemem hatta uyyamam.Ailemi,dostlarımı ve miniklerimi çok seviyorum.Rejim yapmaya çalışıyorum ama boğazıma dur diyemiyorum :P Çaresiz okullar kapanınca doğruca diyetisyenin yolunu tutacağım.Biri beni denetlemeli,yoksa olmuyor.Hoş sadece bacaklarım incelse bana yeter de artar bile.Bunun için kondisyon bisikleti aldım.Arada sürüyorum.Ama artık her gün süreceğim.Umarım ağustosa kadar farkederim :P

Neyse benden bu kadar :))

Mimlediklerime geldi sıra...
Brave girl,Maya,Gülşah,Kitap Eylemcisi,Kitap Cumhuriyetim,Kitapdelisigizem,Beyaz Kitaplık,Gonca Keskin,Kitap Sesleri:)

Herkese sevgilerrr :))

13 Mayıs 2012 Pazar

Sorun Bendeymiş-Pinkfreud

Pazar günü benim ciddi anlamda kitap günüdür.Mutlaka bir kitap biter o gün.Artık resmen koltukla bütünleşirim.İşte bugün de onlardan biriydi ve dün akşam başladığım "Sorun Sende Değil Bende" adlı kitabın devamı olan Sorun Bendeymiş"'i bitirdim.O kadar akıcı ve o kadar bendendi ki yine elimden bırakamadım.Arada annecimle kahve içtik,biraz spor yaptım.Sonra hoppp kitabıma döndüm :) Nitekim bitmiş oldu.
Ben çok sevdim bu dizüstü edebiyatını.Sabahki yazımda da belirtmiştim zaten.
Neyse yarından itibaren artık Sultanı Öldürmek'e yoğunlaşmak ve bitirmek istiyorum.Zira 9 gündür elimde ve sıkıldım.Orhan Pamuk'un Kar adlı kitabından sonra elime en uzun kalan kitap oldu (1 ay kalmıştı.Kendi çapımda rekorumdur)
Neyse ben artık planlarıma bakayım.Herkese iyi haftalaaarrr :))


ARKA KAPAK
“Bence bana aşık olmak sana çok yakışırdı.”

Onu, Twitter’ın “Türkçe sözlü hafif batı kadını” olarak tanıdık.

Sorun Bende Değil Sende isimli ilk kitabıyla içindeki “deli”yi gördük, çomağımızı sakladık. Aşkı karmaşıklaştıran türümüzün en tatlı örneklerinden pinkfreud’u, twitter ve blog aracılığıyla her gün yaklaşık 100,000 kişi okuyor, izliyor.

Sorun Bendeymiş’de hikaye devam ediyor ve sorunun kimde olduğu anlaşılıyor...

“Beklemediğim bir cümle kurdu bana, cümle haline gelmiş bir kelime, kelime haline gelmiş bir makas. Kesti attı bir anda: “Bitti.”

“Canım sıkıldı” diyen genç kızlara, “Evlenince geçer” deyip sinsince gülen şişko mahalle teyzelerini çok daha iyi anlıyorum. Evlenmeye hiç gerek yokmuş, âşık olunca da vakit su gibi geçiyormuş. Bir bildiği varmış bu teyzelerin.

İlk kitapta nefret ettiğiniz Bora'ya bu kitapta aşık olacaksınız ve aşkın karşısında aldığımız her hale tercüman olan pinkfreud’u yine çok seveceksiniz.

Sorun Bende Değl Sende-Pinkfreud

Dün akşam okudum okudum ve bu kitabı bitirdim :) Kendimden o kadar çok şey buldum ki yine..Pinkfreud Pucca gibi çok içten anlatıyor her şeyi.Belki de bu yüzden sevdim bu kitabı...Şimdi elimde devamı olan Sorun Bendeymiş adlı kitaba başladım.Özet olarak Dizüstü Edebiyat'ı seviyorum.Bence siz de okuyun derim :)

ARKA KAPAK
“Bir kitap okudum hayatım değişti diyebilmeyi çok isterdim. Ama bir adam tanıdım ve hayatımın içine etti.”

Siz hangisisiniz? Hayatının içine edilen “o kadın” mı? Yoksa bahsedilen “o adam” mı?

Yoksa ikisi de olmak istemediğiniz için ne yapacağını bilemeyenlerden misiniz?

İşte size aşkın ve aşksız kalmanın acısı, komiği; sorusu ve cevabı. Aşkın pembesi hiç bu kadar gerçekçi olmamıştı.

Dişi bir Freud’un pembe koltuğuna uzanıp; dilerseniz kıkırdayın, dilerseniz öfkenizi katmerlendirip kalbinizle aklınıza bir ayar tutturun.

12 Mayıs 2012 Cumartesi

İyi Ki Doğdun Mustimmmm :))


Herkese günaydınnnn :)) Bugün beni çok sevdiğim kuzenim,kuzenim bile demiyorum biz birlikte büyüdük kardeşim Mustafa'nın doğum günü :) 12 Mayıs 1999'da dünyaya gelmişti bizim ptırcık :)O dünyaya geldiğinde ben daha 6.sınıfa giden dubişko bir kızdım :D Musti'yi kucağıma verdikleri gün yüzünden önce yukarı yelpaze gibi uzanan bir çift el,ardından da buruşuk bir yüz görünce "anneeeeee alın bunu benden" diye tepki vermiştim dün gibi hatırlıyorum :) Ama sonra biz bu küçük beyle her gün vakit geçirdik,anneannem ona bakarken ben de okul çıkışı koştur koştur gidiyordum.Böylelikle alıştık birbirimize..Ve şimdi her gün konuşmadan duramıyoruz.O benim kardeşim,oğlum,arkadaşım...Her şeyim...O kadar olgun ve eğlenceli ki..Şimdi ergenlik çağında ve yavaş yavaş kızlarla arası güzel olmaya başladı.Hatta bugün facebooktan da yazarken dikkatimi çekti bir kız arkadaşı bizimkine enişte diye yazmış :D Ben de dedim "oğlum daha bana yenge diyen yok sana enişte diyorlar" :D O da yok kanka öyle bir şey diyor ama ben inanmıyorum :P Ateş olmayan yerden duman çıkmaz :D Bizim sıpanın da sevgilisi olsun ben de evde kalmışlığıma yanayım :P Eheme ehem neyse konu saptı :D
Benim canım oğlum kardeşim kuzenim MUSTİMMMM İyi ki doğdun iyi ki varsın hep var olasın İnşallah...Ömrün hep güzellikle,sağlıkla ve mutlulukla geçsin...Seni Çooookkk ama Çooookk Seviyorum bitaneemmmmmm

11 Mayıs 2012 Cuma

Aşk Tanrıçası-Pc Cast


Bayılıyorum bu tanrıça serisine :) Bilen bilir fanstastik kitapları ve fantastik serileri çok seviyorum.Bu tanrıça serisi de onlardan :) Elinize aldığınız anda bırakmayı istemeyeceğiniz bir kitap :) Pc Cast'i çok seviyorum..Kalemi inanılmaz,hayal dünyası da..Neyse çok fazla şey söyelemeyeyim.Tanrıça serisi kesinlikle tavsiye edilir :)
Keyifli haftasonları herkese :))


ARKA KAPAK
AŞKIN DOLU DOLU YAŞANDIĞI

SİHİRLİ VE SEKSİ BİR ROMAN

“Seksi, çekici ve eğlenceli. Aşk Tanrıçası, bu yılın fantastik aşk romanı. Bu kitaba âşık olacaksınız. Ben oldum.”

-Susan Grant

Pea Chamberlain’in yardıma ihtiyacı var: Seksi itfaiyeci Griffin DeAngelo’yu etkilemek istiyorsa ayakkabılarından kıyafetine, saçından makyajına kadar kendini baştan yaratması gerekiyor. Çaresiz hissettiği bir anda, farkında olmadan çağırdığı Aşk Tanrıçası Venüs’ten başka kim ona yol gösterici olabilir ki?

Aşk Tanrıçası, sihrini Pea için kullanırken kendi kalbine söz geçirebilecek mi? Hangi erkek bir tanrıça tarafından sevilmeyi istemez? Özellikle de Aşk Tanrıçası tarafından… Ama modern dünyada işler farklı olabilir. Belki Venüs’ün de aşk konusunda baştan yaratılmaya ihtiyacı vardır.

Pea Chamberlain’e yardım için uğraşırken Aşk Tanrıçası’nın kalbinde de ateş bacayı sarmış olmasın!

“Yakıcı biçimde şehvetli ve kesinlikle leziz! P . C. Cast gerçekten işinin ustası.” –

-Gena Showalter, En Karanlık Gece’nin yazarı

Uluslararası çoksatan Gece Evi Serisi yazarı P. C. Cast sihirli ve şehvetli Tanrıça Serisi ile karşımızda; eski mitleri yeniden anlatırken onlara seksi ve modern bir entrika kazandırıyor. Özgün, yakıcı biçimde seksi ve kesinlikle elinizden bırakamayacaksınız.

10 Mayıs 2012 Perşembe

Miniklerimle Birkaç Kare :)

Bugün çok güzel vakit geçirdik çocuklarımla :) Zaten şurda 1 aydan az bir zamanımız kaldı :( Miniklerimin hepsi bu yıl mezun oluyorlar :( O kadar üzülüyoruz ki...Ne onlar benden ayrılmak istiyorlar,ne de ben onlardan..Çok alıştık birbirimize :(
Geçen yıl bana geldiklerinde küçücüklerdi..Şimdi resmen birlikte büyüdük onlarla..Sırf papatyalarımı devam ettireyim diye küçük yaş sınıfı almadım bu yıl...
Bakalım nasıl ayrılacağız sizlerle :(
Neyse bugün her günkü gibi çok iyi vakit geçirdik meleklerimle :) Güldük ,eğlendik oyun oynadık,dans provaları yaptık :) Malum yıl sonu gösterimiz yaklaşıyor :)
Bunlar da birkaç kare oldu bugünden hatıra :)

DÜNYA GÜZELİM ASYA'M :)

BİRİCİK BONUSUM SOYKAN'M :)

KUZUM TOPRAK'M :)

8 Mayıs 2012 Salı

Kitap Mim'i :)


Yaşasıınnnnnn kitaplarla ilgili bir mim'de yer aldım :) Sevgili "Kitap Eylemcisi" beni mimlemiş :) Çoookk teşekkür ediyorum.Şimdi büyük bir zevkle yanıtlamaya geldik :)

1.Ne sıklıkla kitap okursunuz?
Valla okuldan eve gelip oturduğum anda kitap okumaya hemen başlarım.Arabada giderken,doktorda beklerken muhakkak elimde kitap olur.

2.En sevdiğiniz yazar/lar?
O kadar çok avr ki..Hemen sıralamaya başlayayım :)
Ayşe Kulin,Elif Şafak,Ayfer Tunç,Buket Uzuner,Jk.Rowling,Pc Cast&Kristin Cast,Stephenie Meyer,Stephen King,Jane Austen,William Shakespeare(Aşkıımmm)Agatha Christie,Tess Gerritsen

3.En beğendiğin Kitap/lar?
Harry Potter serisi,Aşk,Baba ve Piç,Yeşil Peri Gecesi,Adı Aylin

4.(Yerli/yabancı) hangi yazarların kitaplarını daha çok tercih edersin?
Valla hiç öyle ayırt etme huyum yoktur.Tabiki delicesine takip ettiğim yazarlar var.Zaten yukarda belirttim.İlla yabancı yazar illa yerli yazar diye tutturmam :)


5.Bugüne kadar en beğendiğin kitap serisi?
OOOOO Tabiki Harry Potter :) En yakın arkadaşımı bile bu seri sayesinde tanıdım :) Aşığım Harry Potter serisine :)

6.Daha çok hangi tarz okumaktan hoşlanırsın?
Fantastik,gerilim,aşk romanları :)

7.En son hangi kitabı okudun?
En son Sinan Akyüz'ün İncir Kuşları adlı kitabını bitirdim.Resmen insanlığımdan utandım bitirdiğimde...

8.Şu anda hangi kitabı okuyorsun?
Şuan da Ahmet Ümit/Sultanı Öldürmek ve Pc Cast'in Aşk Tanrıçası kitabını okuyorum.İki kitap birden okumayı çok seviyorum :)

9.Kitap blogları hakkında ne düşünüyorsun? Yeterli mi?
Kitap bloglarına bayılıyorum :) Zaten bütün takip ettiğim bloglar kitaplarla ilgili :) Bunlar beni daha çok okumam için teşvik edyor.Bence tamamen yeterliler :) Onlar benim okumak istediğim bir kitabı benden önce okumuşlarsa o zaman çok kıskanıyorum bunu söylemeden geçemeyeceğim :D

10.KİTAP OKUMAK sizin için ne ifade ediyor?
Kitap okumayı çok ama çok seviyorum.Tutkunum kitaplara..Her ay maaşımın yarısını kitaplara veriyorum.Ama bu beni inanılmaz mutlu ediyor.Bana okuma alışkanlığımı annem kazandırmışt.Ona minnettarım.İyi ki böyle güzel bir alışkanlık vermiş bana :)
Kitap okuyamadığım gün kendimi çok eksik hissediyorum.Her zaman varolsun kitaplar :))


Eveettt beni mimleyen sevgili "Kitap Eylemcisi"'ne tekrar teşekkür ediyorum.Zevk alarak cevapladım :)
İsteyen herkes bu mimi yapabilir.
Sevgiler :))

6 Mayıs 2012 Pazar

Aşk Yemini/The Vow

Pazar günleri film izlemeyi,evde oturup kitap okumayı çok seviyorum.Bu hafta da kendime Aşk Yemini adlı romantik bir film seçtim.Filmi beğendim.Aslında klasik bir film olmuş.Ama yine de güzeldi.Gerçek olaylardan alıntıymış bu film de..Tavsiye edilir.
Herkese iyi haftalar şimdiden.Ben kitaplarıma dönüyorummm :))



Vizyon tarihi:13 Nisan 2012 (1s 44dk)
Yönetmen:Michael Sucsy
Oyuncular:Rachel McAdams, Channing Tatum, Jessica Lange devamı...
Tür:Dram, Romantik
Ülke:ABD

Özet & detaylar

Yeni evlenmiş birbirine aşık bir çift olan Paige ve Leo bir gece arabada evlerine dönerlerken, bir trafik kazası geçirirler. İkisi de sağ kurtulur fakat Paige 5 sene boyunca komada kalır. Her gün sevgili karısının uyanmasını bekleyen Leo, Paige komadan çıktığında ciddi bir şok yaşar. Zira Paige, ağır bir hafıza kaybına uğramıştır ve kazadan önceki hayatına dair çok az şey hatırlamaktadır. Leo şimdi her şeye yeniden başlayarak Paige'in sevgisini yeniden kazanmaya, bütün hatıralarını beraber yaşadıkları anları geri getirmeye çalışacaktır...
Senaristliğini ve yönetmenliğini yaptığı televizyon filmi Grey Gardens ile Altın Küre ve Emmy ödüllerini kucaklayan yönetmen Michael Sucsy'nin ilk uzun metrajlı sinema filmi olan romantik yapımın başrollerini genç aktörler Channing Tatumve Rachel McAdams paylaşıyor...

4 Mayıs 2012 Cuma

İncir Kuşları-Sinan Akyüz

Bu kitabı dün akşam bitirdim...Ama okurken hissettiklerimi nasıl anlatsam bilemiyorum...Zaten gerçeklerden esinlenerek yazılmış bir kitapmış bu.İlk sayfaları çevirirken içiniz ısınıyor..Ama sonra savaş denen o iğrenç şey başlayınca birden tepe taklak oluyorsunuz okuduklarınızla...Sırpların Boşnak müslümanlara yaptığı işkenceleri zulümleri okurken gözyaşlarıma engel olamadım...Ne olursa olsun savaşlarda olan kadınlara ve günahsız çocuklara oluyor...Allah kimseyi böyle zulümlere maruz bırakmasın inşallah diyerek yazımı bitiriyorum.Kitabı okumanızı içtenlikle tavsiye ediyorum...
Herkese iyi haftasonları...

ARKA KAPAK
Sinan Akyüz’den Yüreğinize Dokunacak Bir Kitap!

Boşnak Kızın Bir Solukta Okunan Gerçek Hikâyesi…

Çok satan romanlarıyla tanınan ve geniş okur kitlesine sahip yazar Sinan Akyüz yine ses getirecek son kitabıyla okurlarını selamlıyor. Alfa Yayınları’ndan çıkan İncir Kuşları’nda yazar, Bosnalı bir genç kız olan Suada’nın gerçek yaşamından yola çıkıyor. Okuru savaşın ve aşkın yakıcı gücüne tanıklığa davet ediyor.

Bosna tüm bilinmeyenleriyle ilk kez Sinan Akyüz kalemiyle yazıldı…

Sinan Akyüz dünyanın seyirci kaldığı bir soykırımı Suada’nın öyküsüyle yeniden gündeme getiriyor. Yakın tarihi edebiyatla buluşturan yazar, aşkın içinde “savaşı ve şiddeti”, savaşın içinde de “aşkı ve inancı” ustalıkla harmanlıyor. Bu romanla Bosna Savaşı’nın bilinmeyen bambaşka bir yüzü gün ışığına çıkarken; kitap okuyucusuna sürpriz bir sonla veda ediyor.



Arka Kapak…

Aynı ırktan geliyorlardı. Aynı dili konuşuyorlardı. Bir tek dinleri farklıydı. Biri Müslüman Boşnak genci, diğeri ise Hıristiyan Sırp’tı. İkisi de konservatuardaki aynı Boşnak kızına âşık olmuşlardı. Ve bir gün bu iki genç, güzeller güzeli Suada’ya aşklarını ilan ettiler. Ancak gençlerden biri aşkına karşılık bulmuş, diğeri ise “Kalbimde iki kişiye yer yok” cevabını almıştı.

Takvim yaprakları 6 Nisan 1992’yi gösterirken bir bomba düştü beyaz zambakların açtığı yüreklere… Suada patlak veren savaşın estirdiği rüzgârda âdeta savrulan bir yaprak gibiydi. Savruldu, savruldu, savruldu… Sonra da kader onu bir zamanlar ‘hayır’ dediği genç adamın eline esir düşürdü. Genç adam, o gün ela gözlü çöl ahusuna bakmış “Kader bizi ne inanılmaz bir şekilde birleştirdi, görüyor musun Suada?” demişti.

Modern zamanlarda Avrupa’da yaşanmış bir soykırımda, kadere inananların romanıdır İncir Kuşları…

Bu kitap tamamen gerçeklere dayanmaktadır…

2 Mayıs 2012 Çarşamba

Zaman Gezginleri Kerim İle Sibel-Hasan Saraç

Dün akşam bu güzel kitabı bitirdim :) Bu kitabın fikrini çok sevdiğim blogger arkadaşım kitapdelisigizem'den almıştım :) Arada blogda ve twitter aracılığı ile konuşuyoruz ve kitap seçimlerini çok beğeniyorum onun :)
Gelelim kitabımıza..İlk defa Hasan Saraç okuyorum.Kitabımız fantastik br kitap.Ben bu tarz filmleri de kitapları da çok severim.Kitabı da çok sevdim.
Çok fazla detay vermek istemiyorum.Sonuç olarak tavsiye ederim :)
Şimdi minik papatyalarım beni bekler.Ben okul yoluna koyulayım :))
Herkese keyifli bir gün diliyorummm :))


ARKA KAPAK
"Zaman Gezginleri"

Günlerden 5 Mayıs 2009 Salı

Ortaköy - İstanbul saat 22.15

"Barmenin önüne koyduğu buğulu bardağa uzandı, tam içkisinden ilk yudumunu alacaktı ki kapıdan giren o genç kadını gördü. Güzel, çekici, egzotik, baştan çıkartıcı...

Aklına gelen hiçbir sıfat gördüklerini tarif etmeye yetmiyordu. Kendinden emin, sakin bir yüz. İnce hatlı bir burun, olağanüstü derin bakan kapkara gözler, kadınsı davetinin farkında olmayan çocuksu dudaklar. Minnacık kulaklarını örtmeyen kısacık saçlar ve sol yanağındaki küçük siyah bir ben."

Her şey bir anda olur aslında. Sonsuzluk o anın içindedir sanki.

Sonlu bir hayata sonsuz bir aşk sığar mı?

Zaman bir yanılsama, aşk tekinsiz bir oyun mudur?

Aşk ve hayal, zamanı ve gerçeği aşabilir mi?

Yanıtları bilmiyorsanız okuyun.

Bildiğinizi sanıyorsanız, yine okuyun.

Şaşırabilirsiniz!

1 Mayıs 2012 Salı

Çok Yönlü Blogger Ödülü :)

Selamlaaarrr :)) Bugün ikinci kez bloguma yazıyorum.Çok sevdiğim blogger arkadaşım Gülşah mimlenmiş.Kendisi de isteyen herkes cevaplayabilir demiş.Ben de dayanamadım ve yazdım bakalım neler çıktı ortaya :)

Ödülün kuralları:

1. Siz de 11 arkadaşınıza vereceksiniz bu ödülü.
Ben de isim olarak mimlemek istemedim.Çünkü çok kişi var 11i geçer diye :) o yüzden kim istiyorsa cevaplayabilir :)


2- Kendimizle ilgili 7 gerçek paylaşıyoruz...Neler söylesem acaba kendimle ilgili hmmm bakalım :D

-Kitaplara ve filmlere tutkununm.Kitaplara son param da olsa veririm.Artık kütüphaneme sığamıyorum o derece.Film arşivim de geniştir.Severim izlemeyi :)

-Çocukları çok seviyorum.Bu yüzden anaokulu öğretmeni oldum :) Hep çocuksu bir tarafım vardır.

-Hayvanlarla aram çok iyi olmuştur.Evde bir tane muhabbet kuşum var ismi Limon :) Daha önce de vardı ama kendisini kaybettik :( Annem izin verse evi hayvanat bahçesine çeviririm ama işte :D Artık kendi evime saklıyorum hevesimi :P

-Alışveriş yapmaya bayılırım.Kıyafet,çanta,ayakkabı...Hatta kendimi kaybederim o derece :D

-Ailem benim vazgeçilmezimdir.Onlar olmazsa olmaz...İyi ki varsınız canım annem ve babam :)

-Fotoğraf çekmeyi çok seviyorum (çektirmekten nefret etsem de) En yakın zamanda profesyonel bir makine almayı planlıyorum bakalım artık :)

-Sabah uykularını çok seviyorum.İyi ki mesleğimde öğlenciyim :P Başkası tarafından uyandırılırsam çok kızarım.O kişi gazabımdan korksun :P :D


3. Size ödül veren kişiye teşekkür edin.
Bu keyifli mim'i cevaplamamı sağlayan Gülşacığıma çok teşekkür ederim :)


4. Versatile Blogger Ödül fotosunu blogunuza ekliyorsunuz.
Eklenmiştir efenim :)


Sevgileeerr..

Tess Gerritsen-Çırak

Dün akşam bu güzel kitabı btirdim :) Pazar günü hazır evdeyim şuna başlayayım dedim ve öylece devam etti...Bir baktım ki sayfa 200ü geçmişim.Eh böylelikle kitabı dün akşam bitirmiş oldum.Cerrahı bitirdiğim zaman da söylemiştim şimdi de söylüyorum.Ben bu kadını daha önce okumamakla büyük hata yapmışım.İnanılmaz bir kurgusu ve kalemi var...
Bundan sonra elimdeki kitap bitince Günahkar ile devam edeceğim.Bakalım Cerrah ve Çırak'ın olayları nasıl son bulacak? Daha doğrusu bulacak mı?
Herkese güzel bir gün diliyorummm :))

ARKA KAPAK
Tess Gerritsen'in çok satan romanlar ciltli özel baskılarıyla yeniden sizlerle

Cerrah Geri Dönüyor... Ve Bu Kez Yalnız Değil...

Boston dedektifi Jane Rizzoli, Cerrahın elinden yeni kurtulmuş, kâbuslarının sona erdiğini düşünmeye başlamıştır ki, yeni ortaya çıkan bir seri katilin peşine düşmek zorunda kalır. Ancak bu yeni katilin yöntemlerinin Cerrahınkilere olan benzerliği ürkütücüdür. Davayla ilgili herkesten daha çok şey bilen gizemli bir FBI ajanının ortaya çıkışı Rizzoli'nin işini kolaylaştırmaktan çok daha da zorlaştıracaktır. Uzun yıllardır birlikte çalıştığı ortağının yardımı olmadan tek başına savaşmak zorunda olan dedektif, korkularıyla ve kâbuslarıyla yüzleşip Cerraha ve "çırağına" meydan okumaya hazırlanmaktadır.

Bu kitabın kapağını açmadan önce ışıkları yakmayı, dolapların içini kontrol etmeyi ve kapıları kilitlemeyi unutmayın.