31 Ağustos 2012 Cuma

Rıfat Ilgaz-Hababam Sınıfı

Herkese merhaba :)
Bugün yine bir kitabı bitirdiğim için mutluyum :) Bana gelen ilk doğum günü hediyemdi bu yıl hem de özel bir insandan :)Burdan sana çoook teşekkür ediyorum beyfendi :) Kendin kadar kocaman bir kitaptı ama en az senin kadar güldürdü beni yani :) Hem Hababam Sınıfını çok özlemişi.Özlemim bi nebze de olsa azaldı diyeyim :)Size de tavsiye ederim bu kitabı alınız okuyunuz :D Ayrıca bugün diyetisyenimin kontrolünden geçtim yeniden.1kg ancak verebilmişim ama malum dönem yüzünden tartıda belli olmuyor.Doktorum bu ara güzel kilo verdiğin için sana kızamıyorum arada kaçamaklar olur onda bir şey yok dedi :) Ayrıca yeni liste yaptı bana :) Anti meyveci olan bendenize göre düzenlendi listem.Çok daha güzel oldu :P
Bugünlük benden bu kadar sevgili kitap kurtları :) Kendinize iyi bakın hoşçakalın :)))

ARKA KAPAK
Bugüne dek yayımlanmış yetmişi aşkın kitabı ile Rıfat Ilgaz,1956'da İlhan selçuk yönetimindeki haftalık Dolmuş mizah dergisinde, Hababam Sınıfı'nı derse çağırmak için zile ilk bastığında Türk edebiyatına eşsiz bir yapıt kazandırmak için de ilk adımı atmış oldu. Diğer yazarların Kriko, Fren, Civata, Dişli gibi takma adlarla yazdığı dergide, Rıfat Ilgaz'da sonradan katıldığı için 'Stepne' (yedek lastik) adını kullandı. Yazı dizisi olarak yayımlanan Hababam sınıfı, her hafta okurlara o gülümseyen yüzünü gösterdikçe, okurlarda kuşaktan kuşağa bu sevgiyi aktaracaktı.

1957'de yayımlanan ilk romanından sonra,1972'de Hababam sınıfı Baskında ve Hababam Sınıfı Uyanıyor,1975'de Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı,1987'de de son olarak Hababam sınıfı İcraatın İçinde yayımlandı.

Ulvi Uraz Tiyatro Topluluğunca 1966'da ilk kez sahnelenen Hababam Sınıfı, bugün bile rekor sayılabilecek bir gişe başarısı göstermiş, yapıtın daha geniş kesimlerce tanınmasına büyük bir katkı sağlamıştı. Oyundaki İnek Şaban karakterini 2006'da aramızdan ayrılan Suzan Uztan'ın bir kadın oyuncu olarak başarıyla canlandırması, o günlerin gündeminde çok yer almıştı. Bugüne kadar, ülkemizde bir çok tiyatro grubu tarafından defalarca oynanmasının yanında, Japonya ve Avusturya gibi bir çok ülkede de sahnelenmiş ve en son Çin'de yapılan yarışmada birincilik ödülü almıştır. Daha sonraki yıllarda, Şan Tiyatrosu'nca sahnelenen Hababam Sınıfı Müzikali de aynı ilgiyi görmüştü.

Sinema filmleri de yıllardır beğeniyle izlenen Hababam sınıfı, tüm Türkiye'nin gönlünde ayrı bir yer edinmiştir.1975 yılında yapılan ilk filmi, Amerika Birleşik Devletlerinde 'imdb' adlı sitede 2005 yılında yapılan oylamada komedi dalında dünya üçüncüsü seçilmiştir.

Adını Rıfat Ilgaz'ın 'edebiyatımızın koca çınarı' olarak anılmasından alan yayınevimiz, Hababam Sınıfı'nın ilk dersine 1956'da girmesinin anısına, bu 50. yıl özel baskısını siz sevgili okurlarına sunuyor... Türkiye'nin 50 yıldır süren coşkusu olan Hababam Sınıfı Efsanesi'nin, numaralı olarak 2000 adet basılan bu özel kitabını okurlarıyla paylaşarak Rıfat Ilgaz ustayı selamlıyor.



29 Ağustos 2012 Çarşamba

Tess Gerritsen-İkiz Bedenler

Merhabalaaarrrrr :D
1 hafta arayla yeniden bir kitap yazısıyla karşınızdayım :) Bu aralar okuma hızım epey düştü ama yeniden toparlayacağım en kısa zamanda :)
Aslında elimde Hababm Sınıf vardı ama Tess'e daha fazla dayanamadım.İkiz Bedenleri de çok merak ediyordum.Daha fazla duramadım ve okudum.Yine her zamanki gibi harika bir kitap çıkmış ortaya Tess ablamız sağolsun.Rizzoli&Isles bu aralar favori ikilim.Kış dönemi karar verdim diziyi de izleyeceğim :)
Size tavsiyem eğer Tess ablamızı okumadıysanız hemen başlayın derim :)
Sevgilerrrrr

ARKA KAPAK
Tess Gerritsen'in çok satan romanlar ciltli özel baskılarıyla yeniden sizlerle

Dr. Maura Isles, deyim yerindeyse hayatının en tehlikeli olayına tanık olmak üzeredir. Yüzleşeceği seri katil beraberinde çok gizli sırları açığa çıkartacak. Cerrah ve Günahkar adlı romanların devamı olan bu muhteşem gerilim romanında Jane Rizzoli serisinin yeni hikayesine tanık olacağız.

"Sizi her zaman soluksuz bırakmayı başaran Gerritsen'den muhteşem bir roman"

-The Philadelphia Inquirer-

"Tess Gerritsen'in ne kadar iyi korkutabileceğini göreceksiniz. Eliniden bırakamayacak, sinirlerinizi kontrol edemeyeceksiniz."

-Harlan Coben-

"Hikaye ağlarını örüyor, akıl almaz bir kurgu."

-Entertainment Weekly-



22 Ağustos 2012 Çarşamba

Joanne Greenberg-Sana Gül Bahçesi Vadetmedim


Herkese merhaba :)) Her türlü duygunun bir arada yaşandığı bir gündeyim kendi açımdan..Ama güzel noktalanacak galiba bugün..Neyse..
Dün akşam bu güzel kitabı bitirdim.Ve çok beğendim..Aslında ağır giden bir kitap.Ama Deborah'ın dünyasında öyle bir kayboluyorsunuz ki sayfalar bir anda akmaya başlıyor..Yer yer duygulanacağınız,yer yer güleceğiniz bir kitap :)Ve okumakta nasıl oldu da geç kaldım diye hayıflandığım bir kitaptı yine.. Kısacası tavsiye edilir efenim :)

ALTI ÇİZİLEN CÜMLELER
"Bak, dinle beni," dedi Furi.
"Sana hiçbir zaman gül bahçesi vadetmedim ben. Hiçbir zaman kusursuz bir adalet vadetmedim..."
"ve hiç bir zaman huzur ya da mutluluk vadetmedim. Sana ancak bunlarla savaşma özgürlüğüne kavuşmanda yardımcı olabilirim. Sana sunduğum tek gerçeklik savaşım. Ve sağlıklı olmak, gücünün yettiği kadarıyla, bu savaşımı kabul edip etmemekte özgür olmak demektir. Ben yalan şeyler vadetmem hiç. Kusursuz, güllük gülistanlık bir dünya masalı koca bir yalandır... üstelik böyle bir dünya çok can sıkıcı bir yer olur!"

ARKA KAPAK
İçine doğduğu dünyanın kurumlarıyla bağdaşmayı öğrenemeyen, iletişimsizliğin karanlığında yaşayan on altı yaşındaki bir genç kızın öyküsü... Sana Gül Bahçesi Vadetmedim, deliliğin, resmi, tanımıyla akıl hastalığının öyküsü: Deborah kimlik kavramını yitirip içine kapanmış, zengin düşlemi ve mizah duygusuyla yarattığı kendi düşsel dünyasına sığınmıştır. İki dünyanın çatışmaya başlaması, Deborah'ın akıl hastanesine "düşme" sine neden olur. Bundan sonra hastaneleri, doktorları vb. kurumlarıyla toplumun "kurtarma operasyonu" başlar. Greenberg'in kendi yaşamından yola çıkarak yazdığı bu kitap, "akıl hastalarının gizleri" üzerine pek çok ipucu taşırken, toplumun yerleşik değer yargılarına çarpıcı bir eleştiri de getiriyor, böylece normal kavramını sorgulamaya götürüyor bizi.

Bu arada kısa dipnotlar düşmek istiyorum..
1-Bugün diyetisyende kontrolüm vardı ve 1.5kg daha verdiğimi öğrendim :) Tabi muayyen zamanlarım yaklaştığı için bunu tartıda göremedim.Ama yağ değerimi görünce sevindim.Doktorum da memnun kaldı ve yeşil çay verdi bana.Günde 2 fincan içicem.İğrenç olsa da fazla suyu atmada yardımcıymış.Mecbur artık içicem.Hafta sonu için mantı hakkım oldu oh şükür burnumda tütüyordu :D
2-Bugün babam da benden önce hastaneye gitmişti erken saatlerde..Birkaç gündür rahatsızdı.Doktor yaptığı tetkiklerde babamın sağ akciğerinde bir kitleye rastlamış :( Bizi çok korkuttu..Ama fazla korkulacak bir durum olmadığını söyledi.Şimdilik ilaçlarını kullanacak.6 ay boyunca da kontrolde olacak..İnşallah hiçbir şey olmaz babacığıma...O benim şu hayattaki dayanağım..Her şeyim...Allahım sen ailemizi koru amin...
3-Bunlar da okunmayı bekleyen kıymetlilerim :)Uzun süre kitap almamam lazım ama nerdeee...Dün aralarına 5 tane katıldı bile :P Toplam 75 taneler

İşte böyle...Herkese sevgiler :)

19 Ağustos 2012 Pazar

Bugün Bayram :)

Günaydııınnn günaydın günaydıınnnnn :))
Bugün bayram erken kalkın çocuklar
Giyelim en güzel giysileri
Elimizde taze kır çiçekleri
Üzmeyelim bugün annemizi :))

Her ne kadar eski bayramların tadı olmasa da herkese iyi bayramlar diliyorum :) Bol bol eğlenin,şeker çikolata yiyin (ben diyetteyim yiyemiyorum :/ ) ama küpüne düşmeyin hastanelik olmayın :P
Hepinizi kocamaaann öpüyorummm :))

18 Ağustos 2012 Cumartesi

George Orwell-Bin Dokuz Yüz Seksen Dört

İyi akşamlar herkese :) Bugünkü 2.postumu yazmaktayım.Yine kitap yine harika bir kalem..George Orwell-Bin Doku Yüz Seksen Dört...Aslında bu kitabı okumakta geç kalmışım..Bunun için kendimden utandım.Ama geç kalmak değil okumamak ayıptır diyerek kendimi teselli ediyorum.Siz de beni öyle teselli edin hemen! :P :D
Neyse efendim kitabımız için çok fazla şey söylemeyeceğim.Çünkü bilen bilir okuyan okumuştur zaten.Okumamış olanlara da çok kopya vermemek gerek değil mi?Ama şunu söylemeden geçemeyeceğim Mr.Smith'e aşık oldum diyebilirim.Ve bende kitabı şu söz özetliyor çok iyi bir şekilde..
"Karanlığın hiç olmadığı yerde buluşacağız"
Sağlıcakla kalın iyi bayramlar :)

ARKA KAPAK
"Çok genç yaşındayken bile gözüpek ve yürekli biri olan George Orwell, önce döneminin ve ülkesinin toplumsal düzenine karşı çıktı. Büyük Rus Devrimine inandı. Trokçi'ye hayrandı. Ancak, İspanya içsavaşı sırasında Stalinistler Troçkistlere karşı tutumu, umutlarını yıktı. Bu durum ve yakalandığı hastalık, George Orwell'i Bin Dokuz Yüz Seksen Dört'ün mutlak umutsuzluğuna sürüklendi. Orwell, yapısal olarak karamsar ya da siyaset tutkunu biri değildi. İlgi alanları çok genişti. Daha az acılı bir dönemde yaşasaydı, yaşamaktan mutluluk duyardı. Ama çağımıza siyaset egemendir. Orwell, yaşadığı sürece gerçeklere bağlı kalmış, en acı dersleri bile öğrenmekten vazgeçmiştir. Ama umudunu yitirmiştir. Orwell'in çağımızın peygamberi olmasını engelleyen şey de bu olmuştur. Dünyanın bugünkü durumunda umut ile gerçeği birleştirmek belki de olanaksızdır. Durum buysa, bütün peygamberler yalancı peygamberlerdir. Orwell gibi kişiler, bence günümüz dünyasında gerekli olanın yarısını, ama ancak yarısını ortaya koymuşlardır. Öteki yarısını hala aramaktayız." BERTRAND RUSSELL

Sabah Sürprizi :)


Herkese günaydın :)))
Bugüne çok güzel başladım :) Çünkü güzel bir sürprizle karşılaştım :)Sevgili Pınar(Pinuccia) hatırlarsanız bir çekiliş düzenlemişti.Adımıza kitap gelecekti kazanırsak.Ben de bu çekilişe katılmıştım.Ama ne yazık ki bende şans olmadığı için bana çıkmamıştı.Sevgili Pınar da benim zorlandığım dönemi göz önünde bulundurmuş ve çok ince düşünceli davranarak bana bu kitaptan adıma imzalı bir şekilde göndermiş :)
Nasıl mutlu oldum anlatamam :))Benim için hem doğum günü hem de bayram hediyesi yerine geçti :) Buradan sevgili Pınar'a ve kitabı benim için imzalayan Deniz Bey'e çok ama çok teşekkür ediyorum :)Bu ince düşünceli davranışınızı hiç unutmayacağım.Ayrıca kitabı da en kısa zamanda okuyup paylaşacağım :)
Biliyoruz ki yarın bayram :) Her ne kadar nerde o eski bayramlar desek de şimdiden herkese güzel bir bayram diliyorum :) Aman dikkat edin çikolataya şekere çok düşmeyin :D
Öpüldünüüüüzz :DD

12 Ağustos 2012 Pazar

Kadir Aydemir-90lar Kitabı Çocuk mu Genç mi?




Herkese iyi gecelerrr :))
Aslında çok sinirliyim.Çünkü iftardan sonra annemle dışarı çıkıp yürüyecek,sonra da bir şeyler içecektik.Ama tabi karadenizde yaşayınca havaya bakmadan plan yaparsan hava da sana "hadi çık da göreyim" der.Nasıl sinir oldum anlatamam.O kadar da hazırlanmıştım yani.Neyse aslında bir yönden de iyi oldu.Tam 6 gündür elimde olan bu güzel kitap yarın biteceğine bu akşam bitmiş oldu.Tam da pof yeteeerr demeden önce.
Kitabı çok sevdim.Ama bu aralar odaklanma sorunu yaşadığım için elimde uzun süre kaldı maalesef..90ları okuyarak bu kez çocukluğuma dönmüş,merhaba demiş oldum :) Bana çok iyi geldi..Çünkü 90lar benim için çok özeldi her zaman..
1-90lar 87 doğumlu biri olarak benim kendimin farkına vardığım,çocukluğumu olması gerektiği gibi yaşadığım zamanlardı..
2-90larda çok ama çok sevdiğim dedem yanımdaydı..anneannemle beraber sağlıklı ve mutlulardı..Tabi ben de..
3-90lar Benim için çooooook çok sevdiğim,sesiyle,şarkılarıyla büyüdüğüm,onu duyunca uyumadığım ya da uykumdan uyandığım,onun sayesinde ıspanak yediğim,dişlerimi fırçaladağım,arabanın arka koltuğuna oturduğum BARIŞ MANÇOydu..Ben onunla bugünlere geldim..Hala aynı adrese onun için gidiyorum her yıl
4-90lar Benim ilk aşkımdı..Hala sızlatan aralarda...
5-90lar Benim için Çılgın Bediş,Yonca Evcimik,Burak Kut,İzel-Çelik-Ercan üçlüsü idi
6-90lar Benim için Şeker Kız Cany,Heidi,Full House(Bizim Ev-ahhh o Jess dayı :D)Cosby Ailesi ve Alf idi..
7-90lar Her gün kuzenimle taso kavgası ettiğimiz,ama sonrasında He-Man ve She-Ra'yı izlerken barıştığımız günlerdi..(Her ne kadar Tom ve Jerry gibi olsak da :P)
8-Hazır aklıma gelmişken Taş Devri,Jetgiller,Temel Resi,Bugs Bunny idi 90lar..
9-Şebnem adında kağıt bebeklerimdi..Çeşit çeşit giydirdiğim :)
10-90lar Sanal bebekti ölünce her defasında ağladığım :D

Ve sayamadığım daha birçok şey..Bu kitapla çocukluğuma bir uğramış oldum.Sonra açtım eski albümlerimize baktım :) Resimlerde gördüğüm bebek nasıl büyüyünce nasıl ben olmuş anlamış değilim orasını hala :D :P Neyse :D
Tavsiyem okuyun ve okutturun
sevgiler :)

ARKA KAPAK
Dev Bir Kuşak Kitabı: “90’lar Kitabı – Çocuk mu, Genç mi?”

Geniş yankı uyandıran “80’lerde Çocuk Olmak” kitabının devamı olarak hazırlanan, Kadir Aydemir’in editörlüğünü yaptığı “90’lar Kitabı” Yitik Ülke Yayınları’nca yayımlandı. “Çocuk mu, Genç mi?” alt başlığıyla çıkan kitapta 111 yazar yer alıyor. 90’lı yılların çocuklarına ve gençlerine seslenen kitap, türünün eşsiz bir örneği. Pek çok ünlü isimle birlikte günümüz internet fenomenlerinin, blog ve Twitter yazarlarının ve genç edebiyatçıların da ilginç yazılarıyla yer aldığı “90’lar Kitabı” Türkiye’nin ve dünyanın yakın tarihine doğru bir yolculuğa davet ediyor okurları. 90’lar sinemasını, yaşam kültürünü, siyasi olaylarını, giyim tarzını, ünlü müzisyenlerini, popüler mekânlarını, okul hayatını ve “90’lar” denince akla gelen yüzlerce detayı merak eden herkes “90’lar Kitabı”nda kendinden bir şeyler bulacak.

Kitabın kapak arkası metni şöyle:

“Çocuk musun?”

“Artık kazık kadar oldun!”

“Bu yaşa geldin, hâlâ çocuk gibisin!”

Ah ne güzel şey bunları duymak. Demek ki şanslıyız ve doğru yoldayız, içimizdeki çocuk buralarda bir yerde…

Kadir Aydemir’in hazırladığı “80’lerde Çocuk Olmak” kitabının bir devamı olarak hazırlanan bu kitap yakın Türkiye tarihine ışık tutan bir kaynak kitap değil. Bir ansiklopedi değil. Bu, bizim kitabımız, bizim düşlerimiz ve yaşadıklarımız, yani çevrenizde gördüğünüz tüm üniversiteli/mezun ya da işsiz gençlerin, hayalleri yarım yamalak, 20’li 30’lu yaşlarda, orta yaşa yaklaşan insanların, kayıp kuşakların, hep çocuk kalanların kitabı... Bugünün insanının kitabı.

111 yazar bir araya geldik ve dev bir “Yitik Ülke” projesi olan “90’lar Kitabı”nda buluştuk. 90’lar sinemasından TV kültürüne, sokaktaki hayattan toplumsal mücadeleye, dershane yıllarından üniversiteye giriş macerasına, solcu ağabeylerle tanışmaktan 1 Mayıs’lara, imam hatipte okumaktan ilk aşklara, 90’larda yaşamımızı etkileyen ünlü insanlara, müzik kültüründen giyim kuşama ve 90’ların ev yaşamına dek, neredeyse her konuda samimi bir dille “kendimizi” yazdık. Sahi, neydi bu 90’lar, 80’lerin ardından Türkiye ve bizler nasıl-neden böyle hızla değiştik? Bu renkli yılların akıllarda bıraktığı tüm sorular ve “dürüst” cevapları bu kitapta saklı kalacak… Çünkü her sayfada bizimle birlikte “sen de varsın”...

“90’lar Kitabı”ndaki herkes yüzlerce konuya farklı bir gözle bakıyor. Herkes kendi 90’larını, mutluluğunu, hatıralarını ve acılarını yazdı. Kitap adeta “anı defterimiz” gibi bir şey oldu.

Elinizdeki kitap 90’lar için bir dönüş bileti. “90’lar Kitabı - Çocuk mu Genç mi?” adını verdiğimiz neşeli ve düşündürücü zaman yolculuğumuza davetlisiniz.

111 yazarlı “90’lar Kitabı – Çocuk mu Genç mi?”nin yazar kadrosu şöyle:

Kadir Aydemir, Ahmet Meriç Şenyüz, Ali Aydemir, Alper Turgut, Arzu Uzunali, Aslı Vuslateri, Aydın İleri, Aykut Küçükkaya, Ayşen Aksakal, Barış Güven, Başak Daşman, Başak Yener, Begüm Akıncı, Betül Kanbolat, Bihter Dinçel, Birsen Tarhan, Burcu Özefe, Burak Yağız Seçen, Buse Seda Yıldız, Bülent Çolak, Bülent Karslıoğlu, Caner Öztürk, Cem Kartal, Ceren Kurt, Ceyhan Usanmaz, Cihan Hatipoğlu, Cüneyt Asi Duru, Çiğdem Aldatmaz, Çiğdem Eren Kiziroğlu, Çisel Onat, Ece Erdoğuş, Ela Barlas, N. Elif Tanverdi, Emre Baransel, Emre Fidangül, Erdem Aksakal, Esma Yakut, Esra E. Karaosmanoğlu, Esra Tanrıbilir, Eylem Selin Mumcu, Ferhat Uludere, Gonca Vuslateri, Gökce İspi Turan, Gökhan Çınar, Göksel Bekmezci, Gülşah Elikbank, Güray Gürsel, Gürgen Öz, Hakan Bayhan, Hakan İşcen, Hale Ceylan Barlas, Hande Ortaç Aksoy, Handan Aybars, Hilal Ergenekon, Işıl Karpuzoğlu, İlknur Bektaş, Kadri Karahan, Kayra Keri Küpçü, Kerem Işık, Köksal Aras, Mehmet Erikli, Mehmet Ünver, Mehmet Yılmazer, Melissa Mey, Merve Pınar Şiranlı, Miraç Zeynep Özkartal, Murad Çobanoğlu, Murat Girgin, Mustafa Akar, Nazlı İlter, Nefin Huvaj, Neşe Açıker, Neşe Karataş, Nihal Konar Naş, Nihan Bora, Nilay Örnek, Nilgün Yokes Şimşek, Onat Bahadır, Onur Akbudak, Ömür Kurt, Özlem Özyurt, Özden Aydoğdu, Özge Mumcu, Özge Ç. Denizci, Özgür Özgülgün, Papyon Tayfun Türkkan, Rana Çepelioğlu, Sabri Kuşkonmaz, Sefa Çolak, Selcen Doğan, Selma Şiranlı, Serdar Çekinmez, Serdar Orçin, Serhat Filiz, Serhat Uçak, Serkan Türk, Sevil Aksu, Sevinç Erbulak, Sibel Tekyıldız, Suat Başkır, Şahin Özbay, Tanem Sivar, Tijen Bolulu Güler, Tolga Yenigün, Turgay Yılmaz, Yaprak Öz, Yeliz Aras, Yeşim Gökmen, Zerrin Soysal, Zeynep Altıok Akatlı, Zeynep Tüzün.

10 Ağustos 2012 Cuma

İroşu'un Diyet Günlüğü :D


Herkese güzel bir günden merhabaaa :DDD
Bugün inanılmaz derecede mutluyum :) Bildiğiniz gibi 10 gün önce kilo vermek için diyetisyene gitmiştim.Bana uygulaması kolay rahat bir diyet listesi vermişti.60.4kg olan bendeniz sıkı duruuunnn tam tamına 2.5kg vererek 58kg olduuu :D Doktorum bu durumu çok iyi buldu.Harika gidiyorsun dedi :DD Eh tabi ben uçtum sevinçten ve hala da uçuyorum şuan :D hedefe doktoruma göre 7kg benim içinse 8kg kaldı :) Zamanla onlar da gidecek inşallah.Azimliyim :D
Bu arada benim yarın doğum günüm ve verdiğim 2kg benim kendime verdiğim en güzel hediye oldu..Demek ki isteyince olurmuş.Aaa az daha söylemeyi unutuyordum.Yarın için doktorum 1 dilim pasta yememe izin verdi :D Gelsin çikolatalı mis gibi pastam ohhh :D
İnsan çok isteyince olurmuş demek ki diyorum...Ayrıca böyle çok iyi oldu...Bazıları da döndüğü zaman neler kaçırdığını görsün istiyorum.Ki görecek de zaten..
Neyse şimdilik benden bu kadar :D Hoşçakalınnn :DD

6 Ağustos 2012 Pazartesi

Kadir Aydemir-80lerde Çocuk Olmak

Günaydın herkese :) Bugün Alaçam'da serin bir gün..Sabah kalkar kalkmaz hemen elime kitabımı aldım ve bitirdim :) Kitap çok güzeldi..87li biri olarak 80ler hakkında değişik yazılar okumak,farklı bilgiler edinmek,o günlere gitmek benim çok hoşuma gitti :) Kitabı çok beğendim.Gerçi burada yazanların birçoğu 90larda da devam ettiği için pek de yabancılık yaşamadım işin doğrusu..Mesela Şeker Kız Candy,Adile Naşit,Vikingler,Şirinler,Heidi,Street Fighter,Bizimkiler...Sonra yüzümü gülümseten Anneanne Evi yazısı :) Ahh ahh...Söylenecek pek fazla şey yok..80lerde çocuk olan,genç olan veya azıcık birazcık yaşlanmış olan herkes bu kitabı okusun bence..Hatta bence çocuklar okusun önce bu kitabı ki anlasınlar şuan ne kadar yapay bir dünyada yaşadığımızı..

ARKA KAPAK
Yazarlar: Yeşim Ağaoğlu, Onur Akbudak, Alper Akdeniz, Erdem Aksakal, Neyran Savaşman Akyıldız, Çiğdem Aldatmaz, Figen Alkaç, Sema Aslan, Hürcan Âşık, Mustafa Atapay, Kadir Aydemir, Eda Aytekin, Nil Esra Başaran, Ezgi Başkır, Suat Başkır, Barış Behramoğlu, Onur Behramoğlu, Göksel Bekmezci, Sinem Bengi, Yiğit Değer Bengi, Ersan Bengisu, Hasip Bingöl, Ahmet Büke, Elmira Cancan, Gökçenur Ç., Şebnem Çağlayan, Tunca Çaylant, Kader Çekerek, Serdar Çekinmez, Murad Çobanoğlu, Bülent Çolak, Elçin Demiröz, Özge Ç. Denizci, Ömer Faruk Dizdar, Eylül Duru, Galip Dursun, Sine Ergün, Azim Raşit Ersoy, Elif Savaş Felsen, İdil Giray, Pınar Gözpınar, Nilay Sağ Gülalp, Eda Günay, Koray Günyaşar, Yasemin Gürkan, Sanem Güven, Nefin Huvaj, Aydın İleri, Necla İret, Deniz Yalım Kadıoğlu, Gülay Kalkan, Bekir Arslan Kopuz, Ulaş Kurugüllü, Ahmet Küçükkayalı, Ece Erdoğuş Levi, Barış Müstecaplıoğlu, Engin Neşeli, Pınar Nurhan, Pelin Onay, Esra Ovalı, Yaprak Öz, Gürgen Öz, Şahin Özbay, Özlem Özyurt, Hatice Topal Özçoban, Nilüfer Özgeren, Sedef Özkan, Erol Özyiğit, Murat Prosciler, Tomris Sakman, Fazıl Say, Hakan Sim, Güray Süngü, Melih Süsleyen, Müjgan Şahinoğlu, Melike Aslı Şahinsoy, Ümit Şener, Seda Tansuker, Filiz Tanya, Erkut Tokman, Alper Turgut, Murat Türkücüoğlu, Serkan Türk, Papyon Tayfun Türkkan, Ferhat Uludere, Gül Yaşartürk, Özlem Yıldız, Hande Yöremen, Zeynep Zişan ve Güncem Topçu.Bu sadece bir mı? Hayır! Bu kitap, canlı bir şey! Yaşayan tarihin ta kendisi! Dikkatle, özenle okuyun...80'lerde Çocuk Olmak, hem bir Kitabımızı 80'lerin aydın insanlarına, halk kahramanlarına, üniversite gençliğine ve 80'lerde doğup kaybettiğimiz tüm çocuklara ithaf ediyoruz. Kadir Aydemir'in yayına hazırladığı bu ayrıca anlamlı bir doğum günü hediyesi. 80'ler çocuklarının hiç yaşlanmadığının, hep çocuk kalacağımızın bir ispatı... Bu yıl, Türkiye sanal âleminin en eski ve köklü şiir-edebiyat sitelerinden Yitik Ülke'nin (www.yitikulke.com) 10. yaşını kutlarken, bu kitapla, anılarına sahip çıkan herkesin de doğum gününü kutluyoruz.Bu toplum belleksiz değil! Bizler de unutmadık ve yazdık!Yaşasın 80'lerde çocuk olmak!

3 Ağustos 2012 Cuma

Mim:Acayip mi Acayip Sorular


Canımcık Deeptone bir mimde daha mimlemiş beni.Bu seferki epey zorlayacak beni galiba sorularla..Hadi bakalım :)

1-Çaresi bulunmayan bir hastalığa yakalandınız ve bunun sonucunda yaklaşık 1 yıllık ömrünüzün kaldığını öğrendiniz. Kalan 1 yılınızda ne yapardınız ?
Öncelikle ailemle ve sevdiğim herkesle doya doya vakit geçirirdim..Kırdıklarımdan özür dilerdim..Sonrasında hep istediğim golden cinsi köpeğimi de yanıma alarak Londra,Paris,Roma gezer,Viyana'ya da bir mail daha atardım..Belki anlar beni diye umaraktan..

2-Fobileriniz , takıntılarınız var mı ? Varsa neler ?
Pek fobim olduğu söylenemez.Ama genelde uyurken kabus görmekten korkarım..Çünkü onlar gerçek oluyor bir gün :/ Takıntım da şudur:Mesela bir yazarı çok beğendiysem onun tüm kitaplarını almak isterim.Genelde de alırım..Bu çok sevdiğim bir giysi için de geçerli.İllaki her rengi olacak :D

3-Dünyayı dolaşmak isteseniz hangi ülkeden başlardınız ? Neden ?
Ahhh tabi ki İngiltere'den..Sonra İtalya,Fransa,Amerika diyerekten gider...

4-İtiraf edin prens/prenses e dönüşür diye kaç kurbağa öptünüz ?
Bunu bir defa denedim.Valla hiçbir şeye dönüşmedi.Nötr kaldı kendisi.Ağzımı açmayayım bu konuda en iyisi :P

5-En son yaşadığınız küçük düşürücü ,unutamadığınız olay ?
Viyana der özet konuşurum.Bilen bilir zaten.

6-Asla yanınızdan ayırmadığınız 3 şey ?
Kitap,telefonum,ıslak mendil

7-Hayatınızın bir kitap/ film olmasını isteseydiniz hangi kitap/film olmasını isterdiniz ?
Kahperengi tam benlik..Film olarak Göl Evi <3

8-En yakın arkadaşınızın bir uzaylı olduğunu ve sizi ilk denek olarak kendi gezegenine götüreceğini öğrendiniz, ne yapardınız ?
Hahahahaha Reyyaaaannn uzaylı mısın söyle çabuk :D Ayy kuzucumla giderim her yere :)

9-İsviçreli bilim adamları görünmezlik hapını buldu ve siz bu hapı kullanan ilk kişisiniz. Hapı kullandıktan sonra yapıcağınız ilk şey nedir?
Tüm sinir olduklarımı bir temiz döverdim.Çocuklara ve hayvanlara zarar veren herkesi temizlerdim bu dünyadan.

Kim istiyorsa cevaplasın bu mimi hadi bakalım :)

Kötü Hissetme Mimi


Her yazısı ve yorumuyla yüzümü güldüren,çoğu zaman kahkaha attıran sevgili Deeptone beni mimlemiş.Teşekkürler şekerim :)

Ben kötü hissettiğimde genelde ağlarım.Ağlayamazsam o bende acayip patlama yapar.Durgunluk veya alerji gibi...Genelde yazarak yada birileriyle konuşarak içimi dökmeye çalışırım.Yada müzik dinler,kitap okur kafa dağıtmaya çalışırım..

Bu mimi isteyen herkes yapabilir :)
sevgiler..

1 Ağustos 2012 Çarşamba

Stephen Greenblatt-Shakespeare Olmak / Tess Gerritsen-Günahkar

Kitaplaarr kitaplar kitaplaaarrr :) Hayatımın vazgeçilmezleri,biricik hazinelerim :)
Bu aralar okuma hızım düştü sıcaklardan dolayı.Ama düşe kalka 2 kitabı daha bitirmiş oldum.İlk kitabıma gelmek istiyorum hemen :)

Stephen Greenblatt/Shakespeare Olmak...Kitap Stephen Greenblatt'ın kaleminden Shakespeare biyografi kitabı.Zaten söz konusu Shakespeare oldu mu bende akan sular durur.Onu yakından tanımak istiyorsanız bu eseri okuyun derim.Okunması biraz zor olsa da içinde onun eserlerinden,şiirlerinden,aile hayatından daha doğrusu Shakespeare hakkında ne öğrenmek istiyorsanız bulabilirsiniz.Shakespeare benim en sevdiğim yazarlardandır.Kendisini ilk olarak Rome&Juliet eseriyle tanımıştım ve çok sevmiştim.Sonrasında Machbeth,Hamlet,Othello ile devam ettim.Zaten kitaplığımda da görmüşsünüzdür.Birçok eseri de daha var bende.Ve diğer olmayanları da alacağım en kısa zamanda.Ayrıca bu kitapta her eserlerinden,şiirlerinde alıntılar var ama en çok III.Richard'dan alıntılar okudum.O bakımdan hemencik onu da okuyacağım.Zira Kevin Spacey'i İstanbula geldiğinde III.Richard rolüyle izleyememiştim.Zaman bakımından uymamıştı bana :( Tavsiyem bu kitabı okuyun kesinlikle...

ARKA KAPAK
“Shakespeare hakkında çağdaşı Ben Johnson’dan da, sevgilisi esmer hanımefendiden de fazla bilgisi olan” Stephen Greenblatt’in canlı, akıcı bir üslupla ve kapsamlı ayrıntılarla yazdığı büyüleyici biyografi, yazarların en büyüğü kabul edilen Shakespeare hakkındaki en köklü incelemeler arasında yer alıyor. Greenblatt, Elizabeth Dönemi’nin çarpıcı olaylar ve debdebeli törenlerle, zülum ve tehlikelerle dolu, renkli, zengin ortamında yetişen duyarlı, yetenekli, ama parası, nüfuzlu tanıdıkları, üniversite eğitimi olmayan taşralı bir delikanlının, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük oyun yazarına dönüşme sürecinin her anını görmemizi, duymamızı, hissetmemizi sağlıyor; oyunların üstünde pek durulmamış unsurlarıyla, tarihteki üstünde pek durulmamış olayları bir araya getirerek Shakespeare’in yaşamıyla yapıtları arasında ilginç bağlantılar kuruyor. Böylece yaşamöyküsünün yanı sıra, Bir Yaz Gecesi Rüyası, Romeo ve Juliet, Hamlet, Macbeth ve daha pek çok ünlü oyunun, Shakespeare’in yaşamıyla ilgili ayrıntılarını algılıyor ve bu yapıtların olağanüstü derinliğini ve insancıllığını daha iyi kavrayabiliyoruz.

Gelelim okuduğum 2.kitaba...
Bu aralar polisiye okumak istedim.Ya Agatha olmalıydı yada Tess.Ben de tercihimi Tess'den yana kullandım.Kendisi Rizzoli&Isles serisinin 3.kitabı.Uzun zamandır erteliyordum bu kitabı okumayı aslında.Ama işte tercihimi Tess2den yana kullandım ve yine hiç pişman olmadım.Tıbbi gerilim olduğu için okurken biraz midem kalksa da ne zaman elime aldıysam bırakmakta zorlandım açıkçası.Çok akıcıydı her zamanki gibi.Konusundan bahsetmek istemiyorum.Ama çoğu zaman ağzım açık kaldı ve "aaa" "yuj artık" gibi tepkilerde çok fazla bulundum bu sefer :P Neyse daha fazla detay vermeden yazımı bitiriyorum..
Bol kitaplı günler herkese :)

ARKA KAPAK
"Gerritsen, insan ruhunun derinliklerinde saklanan gizleri gün ışığına çıkartmayı başaran hayal gücüyle, Edgar Allen Poe ile H. P. Lovecraft arası ilgi çekici tarzıyla ses getiriyor."

-Chicago Tribune-

"Gerritsen'den tuhaf bir şekilde insanı içine çeken, korkutucu ve gerilim yüklü bir roman daha."

-Booklist-

"Gizemler ardına saklanmış, korkutucu ve çekişmeli bir mücadele."

-Kirkus-

Tess Gerritsen, zihninin karanlık kuytularında gezinen tüyler ürpertici ve kafa karıştıran cinayet kurgularını, Günahkar adlı romanında ustaca kaleme almış. Dünya döndükçe son bulmayacak olan iyi ve kötü arasındaki savaşı, ustaca şekillendirdiği karakterleriyle sahneye koyan Gerritsen korkuyu, son derece başarılı bir gerilim romanı olan Günahkar ile okuyucuların kalbine salıyor.

Bugün...


Herkese selamlar :) Bugün benim için değişik bir gün oldu..Ehem başlayayım hadi :)Öncelikle hastane Bafrada olduğu için 30dakika yol gittim.Bafrayı da Alaçam gibi hiç sevmedim sevemeyeceğim de sanırım.İşim düşmedikçe gitmemeye çalışıyorum.Neyse Alaçam arabasından indim dolmuşa bindim hastane için.Dolmuş felaket hızlı gidiyordu.Tam giderken karşıdan sinyal vermeden bir tır gelmesin mi..Şoför son anda frene basabildi de Allah'ıma binlerce şükür olsun bizi korudu da bir şey olmadan atlattık.Ama nasıl korktuk bir de dolmuştaki bizlere sorun..Şahsen ehliyet alma işine girdiğim için pişman olmalı mıyım bilemiyorum..Artık başvuru yapmış olduk bir kere..Neyse
Uzun zamandır devam eden bir alerji durumum vardı.Daha ilk zamanlarında doktora gitmiştim ama pek faydası olmadı..Sıcaklardan,sıkıntıdan yeniden oluştu.Ve bu kez gideceğim zaman da doktorumun izne ayrıldığını 1 hafta sonra geleceğini öğrendim.Aynı güne diyetisyen randevusu da almıştım.Diyetisyenim de izne ayrılmış.Haydi kaldı mı benim işler 1 hafta sonrasına.Ben üzüldüm tabi.İlla hep dediğim şey o anda olacak ya.Neyse dedim benim için hava hoş.Biraz daha abur cuburumla vakit geçiririm :P
Nihayetinde bugün gittim 2 doktoruma da.Önce randevum cildiye doktorunaydı.Güzelce inceledi kollarımı ve ürtiker devam ediyor dedi.Farklı ilaçlar verdi.Umarım tekrarlamaz.Zira kollarım bacaklarım dalmaçyalı gibi oldu.
Gelelim diyetisyen macerama :D Bugün diyetisyen bölümünde keyfim yerine geldi :P Muayene için danışmaya geldim.Siz mi gireceksiniz dedi bana orada çalışanlar.Evet hasta benim dedim.Allah Allah pek gerek görünmüyor gibi ama hadi geçmiş olsun dediler.Tabi ben uçtum :D Sonra muayene sırasına geldim.Orada bekleyenler de sen nerene geliyorsun acaba deyince işte bacaklar incelmesi lazım filan diyorum,hadi canım filan dediler(onlara bir an miyopsunuz galiba demeyi düşündüm sonra sustum :P)
Neyse doktor beni tarttı efendime söyliyim.Boyum 1.60 kilom 60kg çıktı.Yani eni boyu bir insanlardanım :P :D Olmam gereken kilo 51kg çıktı ama ben 50kg olmayı kafaya koydum.En güzel tarafı metabolizma yaşım 22 çıktı :P Bundan sonra soranlara 25 değil(Hoş daha 10 gün var 25 olmama) 22 diyeceğim :P :D Sonra bana güzel bir liste verdi.Bu listeyle çok sevdiğim abur cuburlara ve kolaya bye bye demiş bulunuyorum.Yarından itibaren güzel bir diyet ve spor faslı başlıyor bende.Kilo verdikten sonra bile dikkat edeceğim ve spor yapacağım artık.Zira yaş gidiyor yani.Ay bu arada doktorum da çok şeker bir bayandı.Çok sevdim onu :) Zaten beni gören insanlar bana canım tatlım filan deme ihtiyacı hissediyor daha ilk anda.Anlamış değilim.Heralde minyon durduğum içindir :P Direkt böyle bir gülme sırıtma hali hehehe :D
Sonra en nefret ettiğim bölüme geldik.Kan tahlili işine..Şu hastanelere karşı bir antipatim yoktur.Allah hastanelere düşürmesin ama hastanesiz de bırakmasın insanı tabi.Ama kan tahlili için kan verme olayını sevmiyorum.Zaten kansızlık var bende.O bakımdan bazı günlerde çok halsiz oluyorum :( Bir de bugün tam 3 tüp kan aldılar.Hoş bu bahane ile kontrolden geçmiş oldum.Çok şükür kansızlık dışında bir sorun yok.Troidimde biraz tembellik varmış.1 ay sonra kontrole gideceğim.Ona göre ilaç verecek doktor.Zaten tedaci oluyordum.Ama doktorum kesmişti ilacı.İşte üzülüp sıkılınca arttı demek ki.Neyse geçer o da :)
Bundan 10 gün sonra kontrolüm var diyetisyenime :) Tam da doğum günüme geliyor ama ne yapalım..Katlanacağım artık.Sonrasında gün benim :D
İşte böyle..Bana dua edin.İradem güçlü olsun ve şu 9 kilocuğu vereyim olur mu?
İyi akşamlar herkese sevgileerr :))