29 Ekim 2012 Pazartesi

Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun.Ayrıca Babişkoma da mutlu yıllaarr :)

Atamızın bize bıraktığı en önemli en büyük mirasımız Cumhuriyetimizn 89.yılı kutlu olsun :) Her ne kadar yasaklanmaya çalışılsa da bunu bizler var oldukça asla başaramayacaklar.Daha nice nice Cumhuriyet Bayramlarımız olacak!
Ayrıca bugün biricik babişkomun da doğum günü :) İyi ki doğdun babacığım..İyi ki varsın ve iyi ki senin kızınım..Çoğunlukla seninle anlaşamıyoruz ama birbirimizi çoook seviyoruz... Hep var ol babacığım..Mutlu ve sağlıklı günlerde inşallah :)

28 Ekim 2012 Pazar

Uzun Hikaye

Merhabalaarrrrrrrr :))) Yarın tatil bitiyor malum.Ben de bu kısa günü iyi değerlendireyim dedim.Samsun'a kaçtım ve sinema keyfi yaptım.Aslında Bulut Atlası adlı filme gidecektim.Fakat afm sinemalarına gelmediği için ben de tercihimi Uzun Hikaye adlı filmden yana yaptım.Yaptığım seçimden e pişmanlık duymadım.Yer yer güldüren yer yer de gözleri dolduran hatta bildiğiniz hüngür hüngür ağlatan bir filmdi.İlk başlarda kendi hallerinde küçük bir aile görüyorsunuz.İçiniz ısınıyor onların aşklarıyla :) Sonradan baba-oğul yola devam ediyor..Detay vermeyeyim.Çünkü izlemek isteyenler olur spoiler olayına girişmeyeyim :) Bence bu filmi kesinlikle izleyin.Ben çok beğendim. Herkese güzel bir gün diliyorum yarın :=) Yönetmen:Osman Sınav Oyuncular:Kenan İmirzalıoğlu, Tuğçe Kazaz, Ushan Çakır devamı... TürDram, Macera, Romantik Ülke:Türkiye Özet & detaylar Bulgar Ali küçük yaşta yetim kaldıktan sonra Pehlivan dedesi Süleyman ile Bulgaristan'dan Türkiye'ye gelen bir Balkan göçmenidir. Ali'yi dedesi mert ve eşitliğe inanan bir insan olarak büyütür. Delikanlılık yıllarında aşık olduğu Münire'yi ailesi ona vermeyince kaçıran Ali'nin hayatı bundan sonra sevdiği kadınla birlikte tren istasyonlarını arasında kasaba kasaba gezip, nerede tutunabilirse orada yaşayarak geçer. Bu arada Mustafa adında bir de oğulları olur. Fakat geçimini daktilo bilgisi, katiplik, muhasebe kaydı tutma gibi işlerle kazanan Sosyalist lakaplı Ali haksızlığa katlanamayan kişiliği nedeniyle, en basit eşitlik istediği kasabadan dahi bencil ve çıkarcı insanların kumpası nedeniyle kovulur. Bu arada Mustafa da büyümekte ve kendi hikayesini oluşturmanın peşindedir... 1940'lı yıllardan başlayarak 70'li yıllara kadar uzanan öyküsü ile hem hüzünlü, hem de neşeli ve heyecanlı bir film olan Uzun Hikaye'nin yapımcılığını ve yönetmenliğini Osman Sınav üstlenirken, senaryo Yiğit Güralp'e ait. Edebiyat dünyasının tanınmış isimlerinden Mustafa Kutlu'nun aynı adlı eserinin sinemaya uyarlanması olan filmin başrolünü Kenan İmirzalıoğlu üstlenirken kadroda kendisine Tuğçe Kazaz, Ushan Çakır, Altan Erkekli, Güven Kıraç, Zafer Algöz ve Cihat Tamer gibi önemli isimler eşlik ediyor...

27 Ekim 2012 Cumartesi

Anne-Kız Bugünümüz :) Ve Yine Biten Bir Kitap

Selamlaarrr :) Bugün günümüzü yine annemle geçirdik.Hava harikaydı yine bugün şansımıza.Biz de önce öğretmen evine gidelim bahçesi deniz kenarında ve güzel olduğu için.Hem hava alırız hem mesafe 2km olduğu için yürüyüş olur dedik.Benim de işime geldi doğrusu :P Biraz oturduk annemle.Çaylarımızı yudumladık.Sonra bir ara eski öğrencim ve anneannesi geldi yanımıza onlarla sohbet ettik.Sonra tekrar yürüyerek döndük ve yeni açılan ama gitmeye bir türlü fırsat bulamadığımız Alaçam Mübadele Müzesine gittik.Bina dıştan da içten de çok güzel.Eski rum yapılarından.Daha önce fotoğrafını paylaşmıştım blogumda hatırlayan hatırlar :)Müzede mübadele esnasında gelen ve giden insanlardan kalan birkaç parça eşyalar sergileniyor.Keseler,çemberler,kıyafetler,bazı silahlar,kitaplar vb.. Şimdi sizleri günden kalan resimlerle başbaşa bırakıyorum.Ayrıca sizleri az önce bitirdiğim bir kitapla daha tanıştırmış olacağım fotoğraflardan sonra.Onu da okumadan geçmeyin olur mu? İyi akşamlaarrr :))) Ehem ehem Yürüyüş yolunda bendeniz
Annecik
Bunlara bayıldım beenn
Müzeye gelmişken bu dedecikle de foto çekilmemek olmazdı:P
Aşk bu işte...evime senden istiyorum bir tane bebeeekk
Gelelim kitabımızaa :) Kitap annemin geçen hafta kendisi için aldığı bir kitaptı.Ama ondan önce ben okumuş bulundum :P Kitap bir yemek kursuna gelen farklı hayatlar yaşayan insanları anlatan eğlenceli ve lezzet dolu bir kitap :) Okuyun kesinlikle derim.Ama okumadan önce karnınız mutlaka tok olsun.Aksi takdirde bu kitap acıkmanıza yol açabilir tecrübeyle sabittir efenim :D ARKA KAPAK BAZI İNSANLAR HAYATIN GÜZEL OLDUĞUNU HATIRLATMAK İÇİN VARDIR… Baharat Kokulu Hayatlar - Erica Bauermeister Gözlerini kaldırdığında bakışları Lillian’ınkilerle karşılaştı. Sesi şaşkınlıktan titriyordu; “Ne kadar da büyümüşsün…” Henüz sekiz yaşındayken, içine düştüğü bunalımdan kurtardığı annesinin ona söylediği sözlerdi bunlar. O günden sonra Lillian’ın tek amacı; Mükemmel Fikir’i gerçekleştirip açtığı yemek okuluyla kimi yalnız, kimi hayata küsmüş, kimi kendinden vazgeçmiş insanlara hayata umudun penceresinden bakmalarını sağlamak olur. Lillian, herkeste olan ama henüz kimsenin fark etmediği bir gizemi paylaşmak için hazırdır artık… Bazen eksik, bazen fazla, bazen tam kararında… Tıpkı hayat gibi aslında… “Yemeğin büyüleyici gücünü kullanarak aşk ve arkadaşlıkla kurduğu zarif bağın anlatıldığı harikulade bir roman. ” Marisa de los Santos “Bu roman, hayatın stresinden uzaklaşmanız için size sunulan ideal bir reçete gibi. Lillian’ın sunduğu dünya, yazarın sihirli kalemiyle bambaşka bir güzelliğe bürünüyor.” Kate Jacobs “Maeve Binchy hayranları, Erica Bauermeister’in olağanüstü romanına bayılacaklar. Zarif ve özenli bir dille yazılmış bu kitap, okurlara hayatın pastasından tadına doyulmayacak kadar lezzetli, her ısırışta keyif alacakları kocaman bir dilim sunuyor.” Sarah Addison Allen “Bauermeister dikkate değer güzellikteki bu romanıyla bizlere incelikli ve oldukça lezzetli yemeklerin yer aldığı büyüleyici bir dünyanın kapılarını aralıyor. Kitapta yer alan karakterler ve her birinin sunduğu hikâyeler, umuda yaklaşmak için atılan birer adım gibi…” Publishers Weekly

26 Ekim 2012 Cuma

Bir Film Bir Kitap Bir Mekan :)

Dolu dolu geçen bir bayram gününden herkese merhaba :)) Bugün tatilimizi anne-kız sinema keyfi yaparak geçirelim dedik.Seçimimzi fragmanlarını ilk gördüğümüz günden beri izlemek istediğimiz "Çanakkale 1915" adlı filmden yana kullandık.Muhteşem bir filmdi.Gerek konusuyla gerek oyuncularıyla gerek atmosferi ve yansıttığı duygularla bizi kendisine hayran bıraktı... Film adından da anlaşılacağı gibi Çanakkale Zaferimizi anlatıyor.Oyuncuları,mekanlar,konu..İzlerken gözyaşlarınızı tutamıyorsunuz.Ve boğazınızda bir düğüm...İnanılmazdı..Film Turgut Özakman'ın Çanakkale Diriliş 1915 adlı eserinden uyarlanmış..Zateb eseri okuyanlar da çok iyi bilir neler anlattığını..Hem okumuş hem izlemiş biri olarak çok etkilendim.Bu vatanı nasıl mücadeleler vererek hangi zorlukları çekerek kazandık bir kez daha görmüş oldum bugün..Bence bu filmi herkes izlemeli..Genci,yaşlısı,çocuğu..Özellikle de yarının büyükleri çocuklar...Film hakkında söyleyeceklerim bu kadar...
Yönetmen:Yeşim Sezgin Oyuncular:Şevket Çoruh, Barış Çakmak, İlker Kızmaz devamı... TürTarihi, Savaş filmi Ülke:Türkiye Özet & detaylar Rus Harbi, Balkan Savaşları, elden çıkan topraklar ve verilen ağır yenilgilerle 20. yüzyılın başları Osmanlı Devleti için çok büyük maddi ve manevi kayıplarla gelir. Rumeli toprakları kaybedilmiş, eziyet gören Osmanlı tebaası Anadolu'ya göç etmeye başlamış, Osmanlı orduda büyük kayıplar yaşamıştır. 1914'te 1.Dünya Savaşı'nın patlak vermesi ve Osmanlı'nın İttifak Devletleri ile yeniden savaşa girmesi sonucu Anadolu’da eli silah tutan tüm genç erkekler için seferberlik emri çıkar. Şimdiye kadar ağır yenilgiler alan Osmanlı vatan bellediği toprakları korumak için var gücüyle yeniden birlik olur. Osmanlının eğitim, görmüş genç ve yetenekli beyinleri de gönüllü olarak askere yazılır. İşte gencecik Veli ve Mehmet Ali de bu askerler arasındadır. Kısa süre içerisinde Maydos (Eceabat)'a tayin edilirler ve Conk Bayırı’nda İngiliz kuvvetlerine karşı tarihin daha önce yazmadığı bir inanç ve cesaretle savaşırlar. Mustafa Kemal’in komutanısına atandığı yeni kurulan 19. Tümen’e katılırlar. Öte yandan Çanakkale Boğazı’nın savunmasından sorumlu Cevat Paşa da bir yandan destek beklemekte diğer yandan mayın hatları için hesap yapmaktadır. İngilizler ve Fransızlar 18 Mart 1915 günü müthiş bir askeri kuvvetle boğaza giriş yaparlar; fakat vatan toprağı olan Çanakkale Boğazı’nı geçmek sandıkları kadar kolay olmayacaktır. Defalarca denizden ve karadan saldırırlar ama karşılarında üstün cesaretleriyle Veli’yi, Mehmet Ali’yi, Bigalı Mehmet Çavuş’u, Nusrat Mayın Gemisi’ini, Seyit Onbaşı’yı, Hilmi Şanlıtop’u, Hüseyin Avni Bey’i, Boyabatlı Mustafa’yı,Yüzbaşı Faik’i, Şefik Bey’i ve Mustafa Kemal Paşa’yı bulurlar...
Gelelim kitabımıza...Kitap yine bir Tess Gerritsen kitab.Buz Gibi Soğuk..Yine bir Rizzoli&Isles serisi...Ben bu kadına bayılmaktayım.Nitekim bu aralar elimden kitaplarını düşüremiyorum.Kitap aslında dün bitti ama ben tüm yazılarımla beraber bugün yazarım diye düşündüm.Kitap her zamanki gibi güzeldi.Sürükleyiciydi.Fazla detay vermeyeceğim.Ama bu kez ön planda olan karakterimiz daha çok Maura Isles gibi geldi bana.Ve şunu da söylemeden geçemeyeceğim kitabı okurken cidden üşüyorsunuz :D Tavsiyem okumanız yönünde :) ARKA KAPAK Temposu son sayfaya kadar düşmeyen, bitirmeden elinizden bırakamayacağınız, gerilim yüklü bir roman. Tess Gerritsen yine kaleminin ve kurgusunun gücünü kanıtlıyor. Bir tıp konferansı için Wyoming'e giden adli tabip Maura Isles, hafta sonunu arkadaşlarıyla birlikte bir kayak merkezinde geçirmeye karar verir. Ancak korkunç kar yağışı altında araçları devrilir ve ıssız dağ yolunda mahsur kalırlar. Yürüyerek ulaştıkları on hanelik köy ilk bakışta tamamen terk edilmiş gibi görünse de, sofralarda dokunulmadan bırakılmış yemekler, garajlardaki arabalar, ölüme terk edilmiş evcil hayvanlar burada bambaşka, esrarengiz olayların yaşandığını düşündürmektedir. Maura'dan haber alamayan ve onun peşinden bu köye gelen dedektif Jane Rizzoli, arkadaşının izine rastlayamasa da karların altında tüyler ürpertici bir başka gerçeği keşfeder. Buz Gibi Soğuk temposu son sayfaya kadar düşmeyen, bitirmeden elinizden bırakamayacağınız, gerilim yüklü bir roman. Tess Gerritsen yine kaleminin ve kurgusunun gücünü kanıtlıyor.
Son olarak günü noktaladığımız mekanımıza geldi sıra :) Burası Bafra'da Aslanlı Konak adında bir yer.Annemle her Bafra'ya gidişimizde önünden geçeri ama bir türlü içeri girmeye fırsatımız olmadı.Zaten uzun zamandır tadilattaydı.Neyseki bitmiş.Biz de güzel havayı değerlendirdik hem de karnımızı doyuralım dedik.Birer karışık tost yedik ve çayımızı içtik.Arka bahçesi harika :) Huzur dolu çok güzel bir yer..Günün birinde yolunuz Bafra'ya düşerse tavsiyemdir gidin.Yada buyrun misafirim olun beklerim :) Sevgileerrr:))

25 Ekim 2012 Perşembe

Aşk Dersi/An Education

İyi akşamlaarrr ve iyi bayramlaarr :) Bugün evdeyim ve bunu değerlendireyim dedim :) Önce sporla güne başladım.Sıkı bir kahvaltı veee sonrasında dolabımla uğraştım biraz.Yazlıklar kaldırıldı,kışlıklar çıkarıldı.Aslında ben epey geç kaldım ama gelin görin ki bu aralar biraz üşengeçim :P Ama artık geçtiii...Bu aralar diyetim de biraz bozulmuştu.Gerçi akşamları dikkat ediyordum,sporumu da ihmal etmiyordum ama okula başlamak beni diyetim konusunda etkiledi.Şimdi tatilde kendimi yeniden alıştırmaya başladım.Bugün başarıyla tamamlandı.Haftaya cumartesi kontrolüm var.56kgdan 54kga kadar inmiş olmak istiyorum bana şans dileyin :P Gelelim filmee.... Filmi en yakın arkadaşım Reyyan sayesinde izledim.Bana tavsiye edeli uzun zaman olmuştu.Ben de ancak fırsat buldum ve izledim.Film farklı bir film.2 insanın aşkını anlatıyor.Fakat bu aşk kızımızın eğitimini ihmal etmesine yol açan bir aşk..Olaylar böyle gelişiyor.Sonrasında büyük ve önemli bir gerçeği öğreniyor ve neyseki kısa zamanda kendisine geliyor.Filmi beğendim.Oyuncuları,konusu,görsel yönü çok güzeldi.Herkes deyim yerindeyse cuk oturmuştu rolüne :) Tavsiyem filmi izlemeniz :) Benden bu akşamlık bu kadar...Kendinize iyi bakın hoşçakalıınnn :)) Yönetmen: Lone Scherfig Oyuncular:Carey Mulligan, Olivia Williams, Alfred Molina, Cara Seymour, Matthew Beard Filmin Özeti Yıl 1961; savaş sonrası, Beatles öncesi dönemde Londra...16 yaşında zeki ve çekici bir genç kız olan kadınlığa geçişin eşiğinde olan Jenny (Carey Mulligan): Londra’nın banliyölerinden Twickenham’daki odasında Juliette Greco şarkıları söyleyip daha özgür ve Gauloise kokulu bir hayatın hayallerini kurmaktadır. Yağmurlu bir Londra sabahında Jenny’nin rutin hayatı “uygunsuz” bir aşık olan 30 yaşlarındaki David (Peter Sarsgaard)’in gelişiyle alaşağı olur. Parlak bir öğrenci olan Jenny, Oxford’da okuma hakkı kazanmakla, karizmatik ve kendinden yaşça geçkin bir adamın çekici teklifi ve hayatı arasında gidip gelmektedir.

24 Ekim 2012 Çarşamba

İyi Bayramlaarrr :))

Herkese güzel bir tatil gününden merhaba :) Bugün arife günüydü..Çoğu evde temizlikler yapıldı,tatlılar börekler pişirildi,şudur budur derken bayrama hazırlık yapıldı :) Bizde de durum aynı..Ama tabi ben 25 yıllık hayatımın 3 yılında nerede o eski bayramlar deyip dururum..Çünkü dedeciğim rahmetli olalı 3 yıl oldu ve onsuz bayramlar bana çok tatsız geliyor artık..Çok şükür canım anneanneciğim hala hayatta ve bizlerle..Ama keşke dedem de olsaydı demeden geçemiyorum..Neyse.. Herkese şimdiden mutluluk dolu,sevdikleriyle güzel bir bayram diliyorum.Aman ha eti çok kaçırıp da midenizi mahvetmeyin :D Ben bu bayramı spor yaparak,kitap okuyarak,film izleyerek geçirmeyi planlıyorum :) Tekrardan iyi bayramlaarrr :)) Sevgiler öpücükler :)

22 Ekim 2012 Pazartesi

Vampir Avcısı Abraham Lincoln

İyi geceler :) İzlemekte epey geç kaldığım ama nihayetinde bu gece izleme imkanı bulduğum bir film yazısıyla karşınızdayım :) Vampir Avcısı Abraham Lincoln...Amanıınnnn bu nasıl bir film böyle yahu demeye daha ilk sahnelerinde başlıyorsunuz.Oyuncular kurgu atmosfer tam olması gerektiği gibiydi.Zaten bendeniz efenim vampir temalı filmlerin hastasıyım :) Gelelim filmimize...Film 19.yy'da geçmekte.Zenci insanların köle oldukları,vampirlerin cirit attığı bir 19.yy..Abrahamın annesi vampirler tarafından öldürüldüğünde kendisi de onların peşlerine düşer ve onların avcısı olur.Olaylar böylece gelişmeye başlar.Ben bu filmi çok beğendim.Tavsiyem sizlerin de izlemesi yönünde :) Herkese güzel bir salı günü diliyorum yarın için :) Yönetmen:Timur Bekmambetov Oyuncular:Benjamin Walker, Dominic Cooper, Anthony Mackie devamı... TürAksiyon, Fantastik, Korku Ülke:ABD Özet & detaylar 19yy.'da Avrupa'yı neredeyse vampirlerin işgali altındadır. Abraham'ın ailesi vatanlarından yeni dünya topraklarına vampirin zulmünden kaçarak gelmiştir. Fakat kısa sürede Abraham buradada ailesini vampirler yüzünden kaybedecektir. İntikam yemini eden Abraham büyük oynar ve Amerika topraklarına başkan seçilir. 11 Güney Eyaleti ile Washington yönetimi arasında çıkan İç Savaş, vampirler ve insanlar arasındaki geçen iktidar mücadelesine dönüşecektir. Lincoln, vampirlerin kökünü kurutmaya kararlıdır... İç Savaş'ın en önemli ikonlarından biri olan eski ABD başkanını çok farklı bir rolde izleyeceğimiz proje, klasik konulara getirdiği farklı yaklaşımlarla ünlü kazanan yazar Seth Grahame-Smith'in aynı isimli romanından uyarlandı. Daha önce Jane Austen'in kült kitabı Gurur ve Önyargı'sına zombileri ekleyen Grahame-Smith, Lincoln'ü ise bir vampir avcısı olarak ele aldı. Yönetmenliğini Timur Bekmambetov'un yaptığı film, Abraham Lincoln'un 'gizli günlükleri' üzerinden nasıl vampir avcısına dönüştüğünü anlatıyor... Filmin kadrosunda Benjamin Walker, Anthony Mackie, Dominic Cooper, Mary Elizabeth Winstead gibi isimleri izleyeceğiz.

21 Ekim 2012 Pazar

Tess Gerritsen-Siliniş

Herkese selamlaarrr :) Yoğun bir hafta ve haftasonunun ardından yine karşınızdayım :) Güzel bir kitap daha bitti veeeee ben de hemen postumu yazmak istedim.Aslında kitap dün gece bitti.Ama saat epey geç olduğu için ve bugün de annemle Samsun'da fink attığımız için post gecikti.Bu arada tabi yine 2 güzel kitaba çoktan başladım bilee Neyse gelelim kitabımıza..Kitabımız yine Tess ablamızdan.Yine bir Rizzoli&Isles serisi.Bu ikili kesinlikle benim favori ikilim.Her olayları soluksuz derecede heyecanlı oluyor.Üstelik bu kez yine farklı bir olayla.Olay rehine ve rehinecilerle gelişiyor.Üstelik daha önceki kitabımızda hamile olan Jane artık bir kız annesi :)) Fazla detay vermeden ben en iyisi yazıma son vereyim.Benden bu kadar sevgili kitapkurtları :)Kitabı tavsiye ediyorum hem de öyle böyle değil büyük bir şiddet dalgasıyla :P :D Kendinize iyi bakıınnn :))) ARKA KAPAK Kendini bir rehine krizinin yanlış tarafında bulunca, hamile olan cinayet masası detektifi Jane Rizzoli, hayatının en mutlu saatleri olabilecek süreçte kendini tam bir kâbusun ortasında bulur. İsimsiz, güzel bir kadın, morga ceset olarak getirilir. Fakat Boston'lu tıp uzmanı Maura Isles ceset torbasını açıp baktığında, unutamayacağı bir korku yaşar: Ceset gözlerini açar! Hâlâ hayatta olan kadın hastaneye yetiştirilir, ama tuhaflıklar çok geçmeden ölümcüllüğe dönüşür. Kadın, son derece soğukkanlı bir şekilde güvenlik görevlisini öldürerek hastaları rehin alır... Aralarından biri hamile cinayet detektifi Jane Rizzoli'dir. Bu şiddet eğilimli, çaresiz ruh kimdir ve istediği nedir? Gergin saatler ilerlerken Maura, Jane'in kocası FBI ajanı Gabriel Dean'le işbirliği yaparak gizemli katilin kimliğini araştırmaya başlar. Federal ajanlar aniden ortaya çıkınca, Maura ve Gabriel sıradan bir rehine krizinden çok daha derinlere uzanan bir olayla karşı karşıya olduklarını anlarlar. Bu gizemin anahtarını sadece silahlı çılgın kadınla kapana kısılmış olan Rizzoli elinde tutmaktadır... Tabii eğer hayatta kalırsa.

14 Ekim 2012 Pazar

Ayfer Tunç-Aziz Bey Hadisesi

İyi akşamlaarr :)) Pazar gününün son saatlerine girdiğimiz şu anlarda yeniden sevgili blogumda sizlerleyim :) Güzel bir günde güzel bir mekanda güzel bir kitap daha son buldu...Ayfer Tunç Aziz Bey Hadisesi :) Ayfer Tunç adını görmek bir kitabı almak için yeterli bir neden bana göre..Kendisini çok seviyorum.Bu kitap bana kitaplaşalım etkinliğinden sevgili Nurçin'in (Moriçe) bana hediyesiydi.Semerkant'ı daha bitirmeden hemen hevesle elime aldım ve yine yanılmadım.Her zaman aldığım keyfi aldım yine Ayfer Tunç'tan...Kitap bir öykü kitabı.İçinde kitaba adını veren Aziz Bey Hadisesi ve Kırmızı Azap adlı öyküleri çok beendim.Özellikle de Kırmızı Azap adlı öykü beni çok etkiledi.Bir roman karakteri her okunuşunda ve yazılışında farklı bir şekilde oluşuyor ve farklı şeyler yaşıyor.Kısa ama etkileyici.Aynı zamanda ayrı bir öykü kitabı olarak da basılmış.Onu da almak lazım en kısa zamanda :) Bu akşamlık benden bu kadar sevgili blogger arkadaşlarım :) Sanırım bana kitap soranlara uzun zaman bu kitabı tavsiye edeceğim.. Sevgiler ve keyifli haftalar :) ARKA KAPAK Yayınlandığı 2000 yılında hakkında pek çok yazı yazılan Aziz Bey Hadisesi, öykücülüğümüze yaptığı katkının yanı sıra Ayfer Tunç’un öykülerini geniş okur kitlelerine de taşımıştı. Tunç bu kitabında da öncekilerde olduğu gibi, insan olmanın verdiği zaaflar ve erdemler yüzünden köşeye sıkışan, acılar çeken öykü kahramanlarını anlatıyor. Dili ve anlatım biçimi ise bu kişileri canlı, tanıdık kılıyor. İnsan odaklı öyküleriyle Ayfer Tunç kaybolan eski, değerli hüznün, insanlık durumlarının öykücüsü. İnsanın duygularını öyküleştirmede, tutarlı, akıcı, okuru kalbinden yakalayan diliyle son derece başarılı. Çağdaş öykücülüğümüzün klasiklerinden biri olmaya aday Aziz Bey Hadisesi’ni şimdiye kadar okumamış olanlar için bu yeni basım, kaçırılmayacak bir fırsat.

9 Ekim 2012 Salı

Amin Maalouf-Semerkant

Selamlaaarrr :)) Bu akşam güzel bir kitap daha bitti..Tam 17 gündür elimdeydi kendisi.Bugün beraberliğimizi sonlandırdık artık.Nitekim sıkmaya başlamıştı yanii.Ki büyük bir hevesle elime almıştım.Ama Ömer Hayyam'ın geçtiği bölümlerde çok sıkıldım.Genel olarak güzel bir kitaptı.Aslında daha kısa sürede okumuş olsam çok daha beğenebilirdim.Biraz sabır gösterip okursanız belki sizler de sevebilirsiniz.Kararı size bırakıyorum. Herkese güzel bir gün diliyorum yarın :) Sevgiler... ARKA KAPAK Titanic'te Rubaiyat! Doğu'nun çiçeği Batı'nın Çiçekliğinde ! Ey Hayyam ! Yaşadığımız şu güzel anı görebilseydin!" Afrikalı Leo'dan (YKY, 1993) sonra, bu kez Doğu'ya, İran'a bakıyor. Ömer Hayyam'ın Rubaiyat'ının çevresinde dönen içiçe iki öykü.. 1072 yılında, Hayyam'ın Semerkant'ında başlayan ve 1912'de Atlantik'te biten bir serüven... Bir elyazmasının yazılışının ve yüzlerce yıl sonra okunurken onun ve İran'ın tarihinin de okunuşunun öyküsü / tarihi...

8 Ekim 2012 Pazartesi

Ödüllendiimmm :))

Severek takip ettiğim sevgili blogger arkadaşım Cyrstall beni ödüllendirmiş :) Okuyunca çok mutlu oldum :) Geçirdiğim yorucu günün üzerine çok iyi geldi bana :) Çoookkk teşekkür ederim canım benim :) Ben de ödüllendirme yapayım o zaman hemen :) Kirazlı Dondurma Gülşah Gonca Kitap Eylemcisi Kitap Cumhuriyetim Kitapkokusu Esra Sevgileerr :)

7 Ekim 2012 Pazar

Ayşe Kulin-Bora'nın Kitabı

Herkese merhaba :)) Güzel bir pazar günü biterken ben de bir kitaba daha noktayı koymuş bulunmaktayım.Okul yoğun gittiği için çok fazla okumaya zaman bulamıyorum.Eve gelince resmen yığılıyorum olduğum yere.Hazır fırsat bulmuşken ben de elimdeki kitabı bitireyim dedim.Biter bitmez de bloguma koştum :) Ayşe Kulin malumunuz artık herkes biliyor kendisi en sevdiğim yazarlardan...Adını gördüğüm her kitabı hiç arka kapağında ne yazıyor konusu neymiş demeden alıveriyorum.Hiçbir zaman da pişman olmadım.Her kitabını zevkle okudum.Bu kitap da aynı şekildeydi.Gizli Anların Yolcusu adlı kitabın devamı niteliğinde bir kitaptı.Gizli Anların Yolcusunda olayları İlhami'nin gözüyle okuyorsunuz.Bu kitapta ise Bora'nın gözünden..Anlatılan aşk biraz farklı.Kısacası farklı bir kitap..Tavsiye ederim ben beğendim. Şimdiden herkese keyifli bir hafta diliyorum en sendromsuzlarından :) ARKA KAPAK "Yorgunum! Önce gerçeğimi kendime kabul ettirirken yoruldum! Sonra gizlerken... Daha sonra yüzleşirken... Kendim olmaya hakkım olduğunu anladığımda... Kendimle barışırken... Gerçeğimi başkalarına kabul ettirmeye çalışırken... Benim gibi binlerce, on binlerce insanın var olduğunu öğrenirken... Yoruldum!” Acımasız günlerin gölgesinde geçen çocukluğunun yaralarını sarmak ve geçmişini silmek için İstanbul'a gelen genç bir adam: Bora. Tar hayatını değiştiren aşkı bulup umudu yeşerdiğinde, geçmişi yeniden karşısına çıkacak ve kendi öyküsünü anlattığı Bora’nın Kitabı onu bir girdabın içine sürükleyecek. Gizli Anların Yolcusu'ndan tanıdığımız Bora'nın hazin öyküsüyle Ayşe Kulin, sadece genç bir adamın kişisel varoluş mücadelesini değil, bu coğrafyanın zorlu koşullarında bir insan, bir âşık, bir birey olabilmenin imkânsızlığını da anlatıyor. Bora'nın Kitabı kabuğundan sıyrılmaya ant içmiş insanların büyük mücadelesinin romanı.

6 Ekim 2012 Cumartesi

Çalgılı Çengili Mim :)

Herkese merhabalar :) Uzun zamandır post yazamıyordum tekrar bir mim yazısıyla karşınızdayım :) Bu aralar çok fazla kitap okuyamıyorum..Okul öğrenciler filan derken..Ama kendimi en yakın zamanda sizlere affettiriciğim efenim :P Gelelim mimee :) Mim müzikle ilgili..Canım dostum Deroşum (Kirazlı Dondurma) beni mimlemiş..Eh ben de yazayım bakalım neler çıkacak?Neticede müziksiz yaşam olmaz ruhumuzu da beslemek şart :) 1-Sesinizin çok güzel olduğunu farzedin ve ideal sahne performansınızı tarif edin.(Hangi şarkıyı söylerdiniz,nasıl giyinirdiniz,size kimler ya da hangi aksesuarlar eşlik ederdi?) Sesim şarkı söylerken hiç güzel değildir.Hatta öğrencilerim bile sevmez.Bu bakımdan ben de mp3lerden faydalanırım.Ama sahnede olsam Amy Winehouse'un sesinden dinleyip sevdiğim "Will You Still Love Me Tomorrow" adlı şarkıyı söylerdim.Üzerimde kıpkırmızı askılı mini bir elbise olurdu.Saçlarım da belimde dümdüz bir fön ve geceye uygun makyajımla tamamlardım.Sahnedeki tek ışık bana yöneltilirdi.Tek başıma olurdum tabi ki :) 2-Özel bir gününüzde bir koro ya da özel bir kişi sizin için sürpriz bir parça hazırlamış.Parçanın özelliği sizi tarif etmesi.Hangi parça olurdu bu? Hmmmm aşkım bana koroda doğum günüm için Paul McCartney'den "This Never Happened Before" adlı şarkıyı söylerdi :) Bayılırım o şarkıya :) 3-İçinizde kalmış,söylenmemiş bir takım şeyler var.Uygun şartların biraraya geldiğini hayal edin.O kişiye(yarım kalmış bir aşk,kırgın olduğunuz bir dost vs.) duygularınızı anlatabileceğiniz bir fırsatınız var.Ona hangi şarkıyla duygularınızı anlatırdınız? Hiiçç gerek yok böyle göndermelere :) 4-Sizi şu an okuyanlara göndermek istediğiniz parça? Kelly Clarkson-Breakaway herkese benden gelsin :) Ayrıca bu mimi kimler istiyorsa cevaplayabilir :) Sevgiler :)