30 Kasım 2012 Cuma

Pc Cast+Kristin Cast/Saklanmış







Selaaammm :)
Çıkmasını 1 yıldır beklediğim Geceevi Serisinin 10.kitabı Saklanmış az önce bitti ve ben de hemen bloguma koştum yazayım diye.Bu anne kız yazar yine harika bir iş çıkarmışlar bence.Ben bu seriyi tesadüfen keşfetmiştim bundan 2 yıl önce.Odur budur da tutkunuyum diyebilirim.Bilen bilir fantastik öğelerin olduğu serilere kitaplara bayılırım.Bu da vampirlerle dolu ama süper bir seri.Benim gibi seveniniz varsa bu seriyi kaçırmayın derim.Vikipedia'da okuduğuma göre seri 12.kitapta son bulacakmış.Aslında bu derece uzun seri Harry Potter dışında takip etmemiştim.Ama bu seri bir istisna oldu.3 gün içinde de su gibi akıp geçti ve bitti :)
Zoey ve arkadaşlarının macerlarını zevkle okuyacağınıza eminim.Ayrıca serinin resmi websitesi de size bilgi verecektir.Bence incelemeden geçmeyin derim.Herkese keyifli haftasonları :)

NOT:Yarın direksiyon sınavım var.Bana şans dileyin olur mu :)

Sevgiler :)

http://www.houseofnightseries.com/

ARKA KAPAK
Işığın Olduğu Yerde Karanlık Saklanamaz

Sonunda Zoey isteğini elde etmiş ve Vampir Yüksek Konseyi, Neferet'in gerçek yüzünü görmüştür. Bu sayede Zoey ve çemberi kendilerini ve çok sevdikleri okullarını her geçen gün biraz daha güçlenen Karanlıktan korumak için yardım almaya başlamıştır. Güvensizlik tohumlarının filizlendiği ve Karanlığın karmaşa yarattığı Gece Evi'nde herkesin birlik olması gerekmektedir ama bu, son derece zor görünmektedir...

Gerilim gittikçe artarken Zoey ve çemberi Karanlığın galip gelmesini çok geç olmadan engelleyebilecek midir?

Gece Evi'nde kaos ve karmaşa artıyor...

(Tanıtım Bülteninden)

28 Kasım 2012 Çarşamba

Müge Sandıkçıoğlu-Diş İle Düş Arasında






İyi akşamlar :)
Sımsıcak bir kitap daha bitti az önce..Altını çizdiğim cümleleri defterime yazdım ve ardından hemen bloga koştum :) Diş doktoru olan bir yazarımız Müge Sandıkçıoğlu.Bu da onun ilk kitabı.Ben okurken çok keyif aldım.Sayfalar su gibi aktı gitti.Okumanızı tavsiye ederim :)
Sevgiler...

ARKA KAPAK
Virginia Woolf, “Kendine Ait Bir Oda” isimli kitabında kadınlara demiş ki: “…Para kazanın, kendinize ait ayrı bir oda ve boş zaman yaratın. Ve yazın, erkekler ne der diye düşünmeden yazın!..” Ben “cinsiyetler ne der?”, diye düşünmeden sadece yazmak

istedim. Ama önce ve hep para kazanmak gerekti, boş zaman bulmak zordu. Ne zaman ki, çocuklar boy attı, her şey çorap söküğü gibi aktı gitti. Odam da oldu, boş zamanlarım da. Yazmak yaşamım oldu. Ne mi var bu kitabın içinde? Hepimize dokunan anların sadece benim dilimden yazılmış halleri var.

Dün var, bugün var, yarın var…

Mizah var, hüzün var...

Çocukluk var, ergenlik var, olgunluk var…

Doğum var, yaşam var, ölüm var…

“Keşke” var, “iyi ki” var…

Bu kitabın size “Evet, evet bunu ben de yaşadım/hissettim/hissettirildim…” dedirtmesini istiyorum. Okuduğunuz her anda benimle sohbet eder gibi okumanızı diliyorum. Müge Sandıkçıoğlu

“Okuduklarımda en çok ortaya koyduğun samimiyet ilgimi çekti. Okurla sohbet etmeyi tercih eden bir havan var. Bu duruş da başlangıç için bence çok doğru. ...Yazmak, yılmadan yazmak gerekiyor. Ben umutluyum, hem de çok umutlu.”

Mario Levi

27 Kasım 2012 Salı

Amelie Nothomb-Kıran Kırana






İyi akşamlar :)
Güzel bir kitap daha bitti ve ben yine karşınızdayım.Kıran Kırana benim D&R'ın Can Yayınlarında yapmış olduğu indirimden aldığım br kitaptı.Daha önce birkaç blogda güzel yorumları okuyunca daha fazla duramamış ve almıştım.Ancak okuyabildim.Keşke daha ilk aldığımda okusaymışım dedim bitince.O kadar sade ve eğlenceli bir dille anlatılmış ki..Yazarın üslubuna bayıldım desem yalan olmaz :) Okumanızı şiddetle tavsiye ederim.Fazla detaya gerek yok zira arka kapak yazısı size yeterince fikir verecektir.
Bir de şu son günlerde hep ince kitaplar okumayı tercih ediyorum.Biri bitsin hemen diğerine başlayayım diye.Kalın kitaplar oldu mu ve yoğun bir şekilde çalışıldı mı yeni kitaba başlama hissini unuttuğumu farkettim.Artık uzun bir süre ince kitaplardan yana kullanıcam tercihimi.Kalın kitaplarımı tatillerime saklayacağım :) Benim düşüncem bu.Sizler neler okumayı planlıyorsunuz?Bana bunları da yazarsanız sevinirim..
Sevgiler :)

ARKA KAPAK
Amélie Nothomb, babasının diplomatik mesleği yüzünden çocukluğunu dünyanın çeşitli ülkelerinde geçirmiş genç bir yazar. Doğduğu ve yaşamının ilk yıllarını geçirdiği Japonya ise onun ilk gözağrısı. Eğitimini tamamladıktan sonra Japonya'da bir şirkette çalışmaya başlayan Amélie Nothomb, çok sevdiği Japon toplumunu iş başındayken de tanıma olanağı buldu ve böylece apayrı bir dünyaya adım attı. Çalışırken, katı geleneklerin, acımasız kapitalist rekabet yüzünden nasıl iyice koyulaştığını gördü. Kadınlar arası çekişmeyi yaşadı. İş hayatında yükselme çabasının kişisel değerlerde yarattığı bozulmaya tanık oldu ve hayatının Kıran Kırana geçen bu önemli dönemini eğlenceli bir dille kaleme aldı. Genç yazar, Fransa'da iki yıl boyunca listelerin üst sıralarından inmeyen, onlarca dile çevrilen bu romanıyla Fransız Akademisi Büyük Ödülü'ne değer bulundu.

26 Kasım 2012 Pazartesi

Cynthia Lord-Kardeşimm Benim







Selamlaaarrr :)
Yorucu bir günün ardından yeni kitap yazımla karşınızdayım :) Bu kez okuduğum kitap bir çocuk kitabı.Ama aynı zamanda yetişkinlerinde okuyacağı türden bir kitap.Bence herkes okumalı.
Kitabımızda Cathrine isminde bir kızımız var.David adında otistik bir kardeşe sahip.Kendisi kardeşiyle güzel bir iletişimde.Ona kurallar koyarak ama basit kurallar bir şeyler öğretmeye çalışıyor.Ama bu kuralları koyarken kendisi de ona engel olduğunu geç farkediyor.Yanısıra siz de otistik özelliklere sahip bir çocukla yaşamanın farklı ve zor taraflarını az da olsa bu kitapta görebiliyorsunuz.Çok sade ve güzel bir kitap.Ben okurken hem eğlendim hem düşündüm açıkçası tavsiye ederim :)
Kendim de anaokulu öğretmeni olarak daha önce hiç otistik bir çocukla çalışmadım.Bundan sonra benim sınıfıma da gelir belki gelmez bilemiyorum.Otistik çocuklar gerçekten farklı oluyorlar.Okul arkadaşlarımda bu yıl birer öğrenci var o şekilde.Bu çocuklarımız kuzen oluyorlar.Erken zamanda fark edildiği için eğitim alıyorlar ve bu onlara gerçekten çok iyi geliyor.Bir tanesi 3 yıldır öğrencimiz.Bu yıl mezun olacak.Diğeri de seneye de bizimle olacak.Aileleri gerçekten bilinçli.Bazı aileler bu tür çocuklarını dışarı çıkarmıyorlar ve onlardan utanıyorlar.Bu yapılabilecek en yanlış ve hatalı tutum.Buradan yazma istiyorum.Otistik çocuklarınızı,engellei çocuklarınızı lütfen saklamayın.Onlardan utanmayın.Erken teşhis edilir ve iyi takip edilirse onlar da eğitim alabilir.
Bu akşam benden bu kadar...
Sevgiler :)






ARKA KAPAK

Otizmli kardeşinden bunalan bir ablanın "normallik" üzerine sorgulamaları...

2007 Amerikan Kütüphaneler Birliği (ALA) Newbery Ödülü

ALA Schneider Aile Kitabı Ödülü

Michigan Kütüphaneler Birliği Mitten Ödülü

Ohio Buckeye Çocuk Kitapları Ödülü

Amerikalı yazar Cynthia Lord, tüm dünyada yankılar uyandırarak pek çok ödüle değer görülen ilk çocuk romanıyla Türkçe'de. Otizmli erkek kardeşine duyduğu sevgiyle onun özel ihtiyaçlarının verdiği bunaltı arasında kalan abla Catherine'in yaşamını anlatan yazar, başarıyla işlenmiş karakterleriyle samimi ve çarpıcı bir aile portresi çiziyor. Engelli yaşamına ilişkin edebiyatta örneğine az rastlanır bir yalınlıkla çocuk gözünden "normal" kavramını sorgulayan roman, farklı olanların bir arada yaşamasının zorluklarını, umut dolu bir anlatımla irdeliyor. Hem zihinsel hem fiziksel engelliliği aynı kurguda işleyen kitap, engellilerin eğitim, mutlu olma, güvende hissetme haklarını hatırlatıyor; engelli yakınlarının yorgunluklarını, çelişkilerini ve duygusal iniş çıkışlarını da gerçekçi bir bakışla ele alıyor. Büyümenin getirdiği özgüven eksikliği ve kendini tanıma sürecinde sorulan soruları da göz ardı etmeyen roman, hem çocuklar hem yetişkinler için unutulmaz bir ortak okuma fırsatı sunuyor.

Catherine'in tek isteği, normal bir yaşam sürmektir, çünkü otizmli küçük kardeşi David'le yaşamaya "normal" denemez. Ailenin tüm düzeni, bu hayli farklı kardeşin ihtiyaçları çevresinde dönmektedir. Catherine, çeşitli konularda kurallar koyarak hem David'in hem kendi yaşamını kolaylamaya çalışır. Ancak o yaz, komşu eve taşınan yaşıtı Kristi'yle ve terapi kliniğindeki felçli genç Jason'la tanışmak düşüncelerini altüst eder. Catherine, kendine koyduğu kuralların da birer "engel" olduğunu anlayacak mıdır?

24 Kasım 2012 Cumartesi

PuCCa Günlük 3 - Allah Beni Böyle Yaratmış






Herkese iyi akşamlar :)
Dün sabah elime ulaşan bu kitabı az önce bitirmiş bulunmaktayım.Hiç vakit kaybetmeden de yazmak istedim.Pucca yine çok güzel döktürmüş bence.Okurken hem çok eğlendim,hem çok hüzünlendim...
Fazla söze gerek yok.Tavsiyem hiç vakit kaybetmeden bu ve diğer kitapları da okumanız.
İyi pazarlar şimdiden sevgiler :)


ARKA KAPAK
Sanal âlemin en bilinen isimlerinden PuCCa, hikâyelerine kaldığı yerden devam ediyor. İlk kitabı "Küçük Aptalın Büyük Dünyası" ile bol bol güldüren, ikinci kitabı "Ve Geri Kalan Her Şey" ile yer yer hiizünlendiren PuCCa, serinin üçüncü kitabı "Allah Beni Böyle Yaratmış "ta "Ayaklarına kadar uzanan simsiyah montu ile Kenan Imirzalıoğlu'nun içerisine bisiklet pompasıyla hava basmışlar gibi duruyordu" diye tanımladığı, şimdiye kadar hiç yazmadığı Ankaralı'yla ilişkisini ve üniversite hayatını anlatıyor...

"Yediğini, içtiğini, gezdiğini gördüğünü değil, bize başına neler geldiğini söyle" dedirten tek yazar olma özelliğini kimselere kaptırmayan PuCCa, bu kez de ilk paragraftan itibaren onu neden bu kadar sevip merak ettiğimizi bize yeniden kanıtlıyor.

Bu arada, bizden duymuş olmayın ama, yine çok güleceğiz!

21 Kasım 2012 Çarşamba

Cezmi Ersöz-Şizofren Aşka Mektup

İyi akşamlar herkeseee :))))
Oldukça yorucu geçen bir günün ardından eve gelince ılık bir duş ve ardından hemen kitabıma koştum :) Uzun zamandır okumak istediğim kitap Şizofren Aşka Mektup...Kitabın farklı bir yapısı var..Yer yer karşılık bulmuş yer yer bulamamış bir aşka yazılan mektuplardan oluşan bir kitap.Aralarda çok güzel vurucu cümleler..Ben kitabı çok beğendim.Okumakta bu kadar geç kalmış olmama kızıyorum açıkçası.Ve bu aralar okuma hızım yoğunluktan epey azaldı.Kendime bir çeki düzen vermem şart...
Sizler hangi kitapları okuyorsunuzu yorumlarınızda bana da yazın ve fikir verin olur mu?
Sevgiler :)


ARKA KAPAK
Bir şizofrendim artık... Yalanlar söylüyordum, hem sana hem de ona... Kendimi tanıyamaz olmuştum. Hangisi bendim? İçimdeki, o güzelliğiyle dünyayı elde etmeye kışkırtılmış, karanlık ve ilgi tutsağı kadın mıydım; yoksa uğruna hayatından vazgeçmeye hazır olduğu aşkına mahkum, ezilmiş, kapılarda bırakılmış, verdiği güven ve taşıdığı masumiyetle sana cazip gelmeyen o sevdalı kadın mı? İkisi de olmak istemiyordum. Ama ikisinden de vazgeçemiyordum. Sanki biri olmazsa diğeri yıkılacak gibiydi. Birbirinden nefret eden ve birbirinin varlığına tahammül edemeyen bu iki benlikle yalnız kaldığımda çıldıracak gibi oluyor, ağır ağır ruhumu öldürüyordum. Artık yalnız kalmak dayanılmaz olmuştu benim için. Seni göremediğim zamanlar ona gidiyor, onu göremediğim zamanlar sana sığınıyordum. İçimdeki bu birbirine aykırı iki kadın beni durmadan diplere çekiyordu...

19 Kasım 2012 Pazartesi

Kazuo Ishiguro-Beni Asla Bırakma / Şafak Vakti-Part 2

İyi akşamlar :) 8 Gündür birlikte olduğum bir kitabı size kısaca anlatmak istiyorum başlangıç olarak :) Sonrasında da dün izlediğim sinema filmini... Kitabımı bir tavsiye üzerine okudum..Daha önce de aynı isimde olan filmini almıştım.Ama okumadan izlemek istemedim.Kitabı pek sevemedim açıkçası..3 tane arkadaşın Halisham adlı yatılı okulda ve oradan mezun olduktan sonra yaşadıklarını konu alıyor.Ben okurken sıkıldım ne yalan söyleyeyim..Belki filmi bu şekilde bir izlenim bırakmaz bende...



ARKA KAPAK Yatılı okul Hailsham'ın öğrencileri, bahçe duvarının arkasındaki karanlık ormandan çok korkarlar. Hafta sonları veya tatillerde evlerine gitmez., Hailsham'dan önceki yaşamlarını hatırlamazlar. Dış dünyayla bağlantıları yoktur. Öğretmenler değil, gözetmenler tarafından eğitilirler. Spor ve sanata büyük önem veren gözetmenler, Hailsham öğrencilerine sürekli özel olduklarını hatırlatır ve bedenlerine çok iyi bakmaları gerektiğini tekrarlar. Kazuo Ishiguro, yayımlandığı yıl Time tarafından İngilizce yazılmış en iyi 100 roman listesine alınan Beni Asla Bırakma'da, yıkıma götüreceğini bile bile kendi kaderini kabullenenlere odaklanmış görünüyor.
Yönetmen:Bill Condon Oyuncular:Kristen Stewart, Robert Pattinson, Taylor Lautner devamı... Tür:Fantastik, Romantik Ülke:ABD Bella and Edward'ın kızı olan Renesmee'nin doğumundan sonra Cullen'ler diğer vampir klanlarını da bir araya getirmek için harekete geçerler. Zira Renesmee'yi Volturi'ye karşı en küçük bir iddia ve yalan ithamlardan korumaları gerekir. Ama bu sandıkları kadar kolay olmayacaktır... Bir efsanenin daha sonu geliyor... 2008 yılında başlayan aşk ve tutku hikayesi üçüncü bölümün son filmi ile nihayete eriyor. Stephenie Meyer'ın milyonlarca satan Alacakaranlık roman serisinden Melissa Rosenberg tarafından senaryolaştırılan Twilight Saga/Alacakaranlık Efsanesi'nin son filmi yönetmen koltuğunda ilk bölümü de çeken Bill Condon otururken, Kristen Stewart, Robert Pattinson ve Taylor Lautner üçlüsünü başrollerde son kez beraber seyredeceğiz.



Veeeeee bir seri daha sona erdi benim için dün itibariyle...Bana aşkı sevdiren seriydi bu Alacakaranlık efsanesi :)Ve bu seriyle tanışmama en yakın arkadaşım Reyyan sebep oldu taaa 4 yıl önce :) Ve iyi ki de bu güzel seriyle tanışmışım.Her izleyişimde her okuyuşumda aynı tadı veriyor bana.Dün de bitmesine üzüldüm açıkçası...Yine heyecanlı,eğlenceli ve bir o kadar güzeldi.Ve inanılmaz sevimlilikte bir kız çocuğu katılıyor Bella ve Edward'a :) Çok sevdim onu :)Ayrıca nihayet Bella'yı vampir olarak gördük bu filmde o da ayrı bir keyifti bence :) Bence bir an önce gidin ve destansı finali görün derim :)
Sevgiler

11 Kasım 2012 Pazar

Agatha Christie-Bitmemiş Portre/Aslı Erdoğan-Kabuk Adam

Herkese iyi akşamlar :) 2 kitap yazısıyla karşınızdayım bu akşam :) Verimli bir hafta oldu diyebilirim. İlk bahsedeceğim kitap bir Agatha Christie kitabı..Aslında bu diğer bildiğimiz polisiye romanlardan biri değil.Mary Wesmacott adı altında yazdığı 6 aşk romanından üçüncüsü.Daha öncekiler Sensiz İlkbahar,Gül ve Porsukağacı.Aslında diğer 2 kitabı beğenmemiştim.Hatta blogu takip edenler bilir yazılarımda da anlatmıştım.Bence Agatha Christie aşk romanı olayına hiç el atmamalıydı.Aynı şeyi bu kitabı için de söyleyeceğim.Sırf adını görünce dayanamayıp aldım bu kitabı.Hani belki diğerleri gibi olmaz diye.Ama maalesef..11 gün birlikte olduk bu kitapla.Vikitaptaki 80 kitaplık okuma hedefimi bu kitapla dün itibariyle bitirmiş oldum.Bu kitabı sadece bu şekilde hatırlayacağım sanırım.Artık okuyup okumamak size kalmış... ARKA KAPAK “Başka hiçbir yerde Agatha Christie’nin, Celia’da olduğu kadar net bir portresini göremezsiniz.” Max Mallowan Dünyada en çok değer verdiği üç insanı –annesini, kocasını ve kızını– kaybeden Celia intiharın eşiğindedir. Egzotik bir adada başarılı bir portre ressamı olan Larraby ile tanışır. Bir gece boyunca yaptıkları konuşmada Celia, kendine başka biriyle ikinci bir mutluluk şansı tanımaktan korktuğunu ifade eder. Acaba Larraby, genç kadının geçmişiyle yüzleşmesine yardımcı olabilecek midir? Agatha Christie’nin birinci evliliğinin bitişinin acı şoku, çektikleri ve üzüntüleri tüm açıklığıyla bu romanda gözler önüne seriliyor... “Patolojik boyutta duyarlı bir kişiliğin öyküsü... Okunmaya değer...” New York Times
Bahsedeceğim ikinci kitabı da az önce bitirdim.Daha önce Kitapdelisigizem'in blogunda görmüştüm bu kitabı.Kendisi en son çektiği videoda bu kitabı tekrar okuyacağını söyleyince ben de hemen almak istedim.Çünkü Gizem hangi kitabı anlarsa ve okuyun dese hakikaten çok güzel oluyor.Bu kez de ona güvenmekte hata yapmadığımı gördüm. Kitap beni çok etkiledi...Hele o kitaba adını veren Kabuk Adam Tony..Ve o aşk..Bu kitabı uzun süre unutamayacağım sanırım..İkinci kez okuyacağım dediğim bir kitap daha oldu böylelikle..Bu aralar soranlara sanırım hep bu kitabı tavsiye edeceğim.Hatta bu akşam en yakın arkadaşım Reyyanla konuşurken ilk ona tavsiye ettim. Okuyun derim başka da bir şey demem.Bu gecelik benden bu kadar.. İyi haftalar herkesee :))

4 Kasım 2012 Pazar

Kristin Hannah-Ateşböceği Yolu

Herkese iyi akşamlarr :)) Güzel bir pazar günü ve yine biten güzel bir kitapla karşınızdayım :) Uzun zamandır kitaplığımda olan ama bir türlü elimin gitmediği bir kitaptı kendisi.Sanırım okuduğum yorumlardan sonra duygusal bir kitap olduğunu anlamıştım ve ruh halimin hazır olmadığını farkedince okumadım.Bir hafta önce nihayet elime aldım ve daha ilk sayfalarda beni sardı bu kitap.İki dost var burada.Biri yani Kate aile sıcaklığı içinde yaşarken diğer yani Tallulah aile sıcaklığından yoksun,büyükannesiyle yaşayan ve sorunlu bir kız.Tesadüfen aynı mahallede yaşadıklarını anlarlar ve Tully'nin başından geçen kötü bir olay sonucu tanışıp arkadaş olurlar.Hatta bu arkadaşlıkları birbirlerine verdikleri destek ve sözler sonucu dostluğa hatta kardeşliğe döner.Yaşananlar bu şekilde gelişir ve devam eder..Kitap içinde birçok duyguyu bir arada barındıran güzel bir kitaptı..Yeri gelince güldüren,düşündüren ama sonuyla da sizi gözyaşlarına boğabilecek bir kitap..Şahsen ben kitap bittiğinde ağlıyordum..Bu aralar duygusal modda takılıyorum sanırım ondan ileri geldi.. Ama bu kitapla hayatımda en yakın arkadaşım,dostum hatta kardeşim olarak nitelendirdiğim Reyyanımın,her zaman yanımda olan ailemin ve ağustos ayından bu yana hayatımda olan sevgilicimin değerini bir kez daha anladım.Ama en çok da Reyyanımın..Canım benim sen iyi ki varsın ve hep var olacaksın..Seni çok seviyorum :) Tavsiyem bu kitabı okuyun..Güzel bir hafta diliyorum herkese Sevgilerr ARKA KAPAK DOSTLUĞUN BÜYÜSÜ ÜZERİNE OLAĞANÜSTÜ BİR ROMAN “Ateşböceği Yolu’nda Kristin Hannah sevgi ve sadakat üzerine keskin ve unutulmaz bir hikaye yazmıştır.” Jacquelyn Mitchard “Kristin Hannah 70 ve 80’lerin heyecanını ve enerjisini ortaya sermektedir ve bunu öyle bir derin seviyede yapmaktadır ki okuyucuları iki kadın arasındaki dostluğun tam kalbine taşıyor. Ateşböceği Yolu bir şaheser.” Elin Hilderbrand “Hayatımızdaki en önemli şeylerden biri olan ebedi dostluk üzerine dokunaklı, enfes bir roman.” Elizabeth Buchan “Bu muhteşem romanın sayfalarını çok hızlı geçmek istemeyeceksiniz. Kapıyı kilitleyin, telefonunuzu kapatın, ve yanınıza bir paket mendil alıp koltuğunuza yerleşin. (Sonra uyarmadı demeyin.) Kristin Hannah’dan başka hiç kimse kadınların dostluğunu tüm acısı, tatlısıyla bu kadar güzel yazamazdı. Harika bir yazar.” Susan Elizabeth Phillips “Ateşböceği Yolu okumayı neden sevdiğimizi bize bir kez daha hatırlatıyor.” Patricia Gaffney