19 Ağustos 2013 Pazartesi

Murat Menteş-Dublörün Dilemması





Günaydın hatta ve hatta tünaydın sevgili kitap kurdu blogger dostlarım :))
Dün gece yine bir kitabı daha sonlandırmanın büyük keyfini yaşıyorum.Uzun zamandır okumak istediğim bir kitaptı Dublörün Dilemması.Gittiğim Ayvalık tatilinde 19 Temmuzda almıştım kitabı ve 15 Ağustosta elime aldım 19 Ağustosta bitirdim.Tarihler ilginç oldu yani :)
Instagramdan çok cici bir arkadaşım oldu Cansu adında onunla başladık bu kitaba.Tabi ben yine önce bitirdim :P Bu mini bir kitap kardeşliği oldu bizim için :) Bundan sonrasında Jean Grange'ın Siyah Kan adlı kitabını okuyacağız sanırım :)
Gelelim kitaba...
Yine Murat Menteş tam tarzını ortaya koymuş.Aslında Menteş okumaya bu kitapla başlamalıydım ama işte ben tersim aksiyim ya.Hep sondan başlarım :)
Yine bol kelime oyunları bol karakterli,aksiyonun durmadığı bir roman.Ben çok beğendim.Okumanızı (tabi hala ben gibi geç kaldıysanız okumakta) şiddetle tavsiye ederim.
Şimdilik benden bu kadar...
Sevgiler ve sendromsuz pazartesiler :)

14 Ağustos 2013 Çarşamba

Jeff Lindsay-Dexter Akıllı Tasarım

Eveettt utanmadan sevdiğimiz ilk ve tek seri katilimiz Dexter'ın yeni kitabı ile karşınızdayım.Efenim kitabı alalı çok olmadı.Ama işte yine tatildi doğumgünümdü derken kitaba bir türlü odaklanamadım ve okumam tam 7 günümü aldı.Ama ksuç kitapta değil tamamen benim tembelliğimde.Bu ara okuma hızıma nazar değdi derken derken 2 saat önce bitirmiş oldum kitabı.Yine komik,duygusuz ama bir o kadar da zeki dostumuz Dexter karşımızdaydı.Bu kez biraz pasifti.Ama gaiba bu evli ve çocuklu olmasının getirdiği bir durumdu sanırım :P
Sonuç olarak kitabı sevdim.Henüz diziyi 1-2 bölüm dışında izlemedim ama onlara da bulaşmam yakındır diye düşünüyorum.
Kesinlikle tavsiye ederim.Umarım yakın zamanda da 5.kitap çıkar ve yeniden Dexter okuma zevkini yaşarım.
Şimdilik benden bu kadar sevgileerr :))

ARKA KAPAK
Kötüyle Arasındaki Husumet Hiç Bitmeyecek..

Evlilik hayatı Dexter Morgan'a yaramış görünüyor. 'Kötü' adamımız karısına bağlı, karnı tok, cinayet hobisi ise gayet kontrol altında. Yalnız gelin görün ki, huylu huyundan vazgeçmez, değil mi Karanlık Yolcu'nun sevgili dostları? Kan analiz uzmanı Dexter'ımızın mesleği de onun hassas adalet duygusunu durmadan kışkırtıyor, ne yapalım.

Dex'in şansına, çarpık zevkleri olan birileri ortalıkta başıboş dolaşıyor. Kendisi çok büyük bir sanatsever olmasa da, üzerine kafa yorulmuş bir yaratıcılıkla sergilenen bir ceset, merakını cezbediyor. Kahramanımız yine iş başında.

"Muhteşem şekilde yanlış ve anlaşılır şekilde acımasız karakter Dexter'ın maceralarını okumak, sert suç romanı severler için inanılmaz bir zevk."
-Guardian-

Jennifer L. Armentrout-Opal


Herkese merhabaa :))
Esasında bu kitap biteli 1 haftadan fazla oldu.Ama araya candostlarımdan biri olan Sedosumla yaptığım bayram kaçamağı ve bir başka kitap girince yazmam zaman aldı.
Kitap Lux serisinin 3.kitabı.Biliyorsunuzdur Obsidiyen,Oniks ve Opal olarak devam ediyor.Lux serisi denmesinin de bir nedeni kitapta yer alan luxen karakterleri.Neyse fazla kopya vermeyeyim eğer Alacakaranlık efsanesini okuduysanız burada da ona benzer esintiler göreceksiniz.Arada farklar var.Mesela Alacakaranlıktaki süper vampirimiz Edward oldukça nazik ama bu kitaptaki Demian tam bir öküz.Aslında yeri geldi mi kibar olabilen bir öküz :) Ve esas kızımız Katy de biraz bana benziyor gibi.O da kitaplara tutkun ve bir kitap blogu var.Acaba yazar Jennifer Katy karakterinde benden mi esinlendi diye de düşünmedim değil hani :P
Neyse efenim uzun lafın kısası fanstastik ve aşk dolu edebiyatı bir arada seviyorsanız bu seri tam size göre.Bence kısa süre sonra 4.kitap da gelir.Çünkü Opal çok heyecanlı bir yerde son buldu.
Benden bu kitap için şimdilik bu kadar efenim sevgiler :)

ARKA KAPAK
Hâlâ kendini beğenmiş öküzün teki olsa da artık Daemon'a
direnmekten vazgeçtim çünkü, off.... ona çılgınlar gibi âşığım.

Daemon'ın duygularından bir türlü emin olamıyordum ama son
günlerde hiç tahmin etmediğim kadar ciddi olduğunu kanıtladı.
Birlikte akıl almaz tehlikelerden geçmiş ve bölük pörçük ilişkimizi bir araya getirmeye kendimizi öyle kaptırmıştık ki şey ah tamam, söylüyorum işte: O yanımdayken tüm bedenimin
titremesini dindiremiyorum, birlikteyken adeta ateş alıyoruz.

Ama bizim dışımızda bir sürü sorun var. Ne kadar uğraşırsa
uğraşsın, ailesini koruyamıyor, ona yardım etmeliyim.

Yaşadıklarımdan sonra artık eski Katy değilim. Bambaşka
biriyim, geleceğim öyle belirsiz ki... Bizi sorunların çözümüne
yaklaştıran her adım, aslında içinden çıkamayacağımız korkunç
bir organizasyonun parçalarına götürüyor.

Ölümler hâlâ acı veriyor, yardımlar en beklenmeyenden geliyor ve dostlar en ölümcül düşmanlara dönüşüyorlar ama biz geri adım atmayacağız. Sonunda dünyamız sonsuza kadar paramparça olsa bile.

Birlikte güçlüyüz... ve onlar bunu biliyorlar.

Kimse Daemon Black kadar baştan çıkarıcı olamaz! Lux serisi,
Obsidiyen ve Oniks'ten sonra Opal ile ısınmaya devam ediyor!

4 Ağustos 2013 Pazar

Carson McCuller-Küskün Kahvenin Türküsü


Bugün itibariyle yine bir kitap daha bitti efenim..Dün başlamıştım kendisine Çiçek Senfonisinden sonra.Uzuuun zamandır kitaplığımda bulunmaktaydı.Geçen sene düzenlenen kitaplaşalım etkinliğinde sevgili Pınar'dan (Pinuccia) gelen sürpriz bir kitaptı.Gelen tüm kitapları okumuştum.Ama bu kitabı başka bir zamana saklamıştım.Çünkü ben bazı kitapların okunması gereken doğru zamanlar olduğuna inanıyorum.O anda okumazsam kitaba odaklanamıyorum huyum kurusun.Dün de epey bir küskünlük vardı içimde neden bilmiyorum.Tam da güzel denk geldi.
Kitap yazarın yazdığı iki kitaptan ikincisiymiş.İçinde kitaba ismi veren öyküyle beraber 7 öykü bulunuyor.Küskün kahvenin öyküsü kitaptaki tek uzun öykü.Sizi hemen içine alıp götürüyor ve hiç sıkmıyor.Diğer öyküler de öyle.Eğer siz de benim gibi öykü kitaplarını seviyorsanız bu kitabı edinin derim.
Burada sevgili Pınar'a tekrar tekrar teşekkür ederim bana böyle güzel bir kitabı armağan ettiğin için :))
Sevgiler

ARKA KAPAK
... Bir seven vardır, bir de sevilen. Ama bunlar başka başka beldelerin insanlarıdır. Sevilen çoğu zaman sevenin
içinde uzun zamandır saklı duran sevgi için yalnızca bir uyanadır... En olağandışı kişiler bile sevgi için bir uyana olabilir...
En sıradan birisi coşkun, ateşli ve bataklıktaki zehirli zambaklar kadar güzel bir sevginin nesnesi olabilir...

Carson McCullers daha yirmi üç yaşında yazdığı Yalnız Bir Avcıdır Yürek adb romanıyla ABD'deki edebiyat çevrelerinde adını duyurmuş ve gerçek olduğu kadar karamsar da olan bir varoluş felsefesi içeren yapıtlarıyla okuru, insanlık durumunun temelindeki ruhsal yalnızlığın derinlikleriyle tanıştırmıştı. Küskün Kahvenin Türküsünde ise daha önceki romanlarının ortak teması olan "sevgi felsefesi"ni daha da geliştirerek sevginin doğasına ilişkin gerçek bir kurama dönüştürür. Öykünün sonundaki "Oniki Ölümlü" zincirli mahkûmlar, tekdüzelikten kaçmayı nasıl bir türküde ararlarsa, yazarın kişileri de bu kaçışı sevgide ararlar.

3 Ağustos 2013 Cumartesi

Jean Christphe Grange-Kaiken / Özdemir Asaf-Çiçek Senfonisi





Bu ay kitapkardeşliği ile Kaiken ve Çiçek Senfonisini okuduk.İki kitabı da soluksuz bir şekilde 2 gün içerisinde bitirdim.İlk başta sizlere Kaikeni anlatmak istiyorum.
Kaiken Grange'ın son kitabı.Kendisini ilk olarak 4 yıl önce doğumgünümde hediye gelen Koloni adlı kitabıyla tanımıştım.Pek de sevdiğim söylenemezdi.O bakımdan Kaiken için oy kullanmamıştım.Ama arka kapak yazısını okuduğumda ve kendisini bitirdiğimde beni inanılmaz etkiledi.Hem biraz Japon kültürünü okuyorsunuz hem de iki kadının çocukları için neler yapabileceklerini...Okumadıysanız eğer elinizi çabuk tutun derim.Veya listenizde varsa hemen öne çekin...

ARKA KAPAK
Kaiken'in zamanı geldi

Doğan güneş karardığında,
Geçmiş, çıplak bir kılıç gibi keskinleştiğinde,
Japonya artık bir anı değil, kâbus olduğunda,
Kaiken'in zamanı gelmiş demektir.

Çiçek Senfonisi de Özdemir Asaf'ın okuduğum ilk eseri oldu bu kardeşlik sayesinde.Çünkü genel olarak şiir okuma alışkanlığı olan bir insan değilim ne yazık ki..Ama galiba artık bunu yavaş yavaş hayatıma sokmam gerek diye düşünüyorum.Ve daha önce nasıl oldu da ben bu şairi okumadım nasıl böyle geç kaldım diye kendime çok kızdım doğrusu...Şiddetle tavsiye edilir efendim.Şimdilik benden bu kadar..
Sevgiler

Amin Maalouf-Doğunun Limanları / John C. Parkin-S.ktir Et


 
Selamlaarrr :))
Keyifsiz başladım bugüne aslında...Nedeninin boşverin..Sizi de sıkmayayım..Kitaplardan söz edip hemen gitmek istiyorum bu sefer...
Doğunun Limanları benim Amin Maalouf'tan okuduğum üçüncü kitap oldu.Temmuz ayı kitap kulem için ayırdığım son kitaptı kendisi.Keşke ilk sıralara koysaymışım dedim çünkü çok beğendim.Zaten çoğunluk okumuştur diye düşündüğüm için konusuna girmeyeceğim.Okumayan varsa hala bence geç kalmasın derim.

ARKA KAPAK
"Adana'da ayaklanmalar olmuştu. Kalabalık, Ermeni mahallesini yağmalamıştı. Altı yıl sonra çok daha büyük çapta olacakların provası gibi bir şeydi. Ama bu bile dehşetti. Yüzlerce ölü. Belki de binlerce."
Can çekişen Osmanlı İmparatorluğu ve Beyrut ile Fransa arasında yaşamı sürüklenen İsyan. "Doğunun Limanları" bu yüzyılın başını, bir insanın trajik tarihinin içinden anlatıyor.





S.ktir et aslında okumayı pek sevmediğim türden bir kitap.Kişisel gelişim.Nasıl oldu da almışım onu kütüphaneme koymuşum kendime şaşırdım.Yok şunu yapın siktir et diyin yok böyle yapın siktir et diyin.Amaaann dedim okurken hep ben zaten bunların hepsini biliyorum.Benim için sırf yarım bırakmamak adına okuduğum bir kitap olarak kalacak.Ve hayatım boyunca The Secrettan sonra aldığım ilk ve son kişisel gelişim kitabı.Siz de siktir edin alıp okumayın zamanınızı ziyan etmeyin bence.

ARKA KAPAK
 S*ktir Et demek sizi iyi hissettirir. Mücadeleden vazgeçmek, ne hoşunuza gidiyorsa onu yapmak, çevrenizdekilerin sizin hakkınızda düşündüklerini umursamamak ve kendi yolunuzdan gitmek harika bir duygudur.

John C. Parkin'in bu komik ve ilham verici kitabı, S*ktir Et demenin; Doğunun boş verme, vazgeçme ve bir şeylerin o kadar da önemli olmadığını fark ederek gerçek özgürlüğü bulma gibi ruhani fikirlerinin kusursuz bir Batı ifadesidir.

S*ktir Et; şarkı okumak, meditasyon yapmak, sandalet giymek ya da tütün yemek gibi eylemler gerektirmeyen ruhani bir yoldur. Modern zamanın küfürlü söylenişiyle, S*ktir Et, Batılıları şöyle bir sarsıp kendilerine getirecek, anlam dolu hayatlarımıza egemen olan stresi ve gerginliği ortadan kaldıracaktır.

Bu yüzden, bütün sorunlarınıza ve meselelerinize S*ktir Et demenin bir yolunu bulun. Hayatınızda yapmanız "gerekenlere" S*ktir Et deyin ve sonunda başkaları ne düşünürse düşünsün, neyi yapmak istiyorsanız onu yapın.